13

314 50 42
                                    

Hyunjin, birkaç saniyedir kuyruklunun gözlerinde olan gözlerini çevirmiş ve hâlâ bir şeyler mırıldanan Fu'ya dönmüştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Hyunjin, birkaç saniyedir kuyruklunun gözlerinde olan gözlerini çevirmiş ve hâlâ bir şeyler mırıldanan Fu'ya dönmüştü. Şaşkınlığını hâlâ üzerinden atabilmiş değildi. Öyle ki daha önce hiç bu kadar şaşkın hissettiğini hatırlamıyordu.

"Bekle, bu bir ayin değil de bir yemin, doğru mu anladım?" dedi Fu'ya kafa karışıklığıyla.

"Beş saattir ne anlatıyorum ben? Varisler buraya gelirken çoktan belirlenmiş olur yani ritüel ya da ayin değil, evet." dedi Fu ellerini birbirine kenetleyerek ikiliyi süzerken.

"..."

İkili derin bir sessizlik içindeydi. Hyunjin kendi kafa karışıklığı bir yana, kuyruklunun kafasında dönen milyonlarca ihtimal ve düşünceyi olduğu yerden, hiçbir çaba sarf etmeden hissedebiliyordu.

Kuyruklu düşüncelerini ya da hislerini gizlediğini sansa da aslında yanılıyordu. Yanılmıyor olsa bile Hyunjin zaten bunları hissedebilirdi.

"Tamam o hâlde, baştan alıyorum. Son kez açıklayacağım. Yani iyi dinleyin..." dedi ve derince nefeslendi Fu.

İkili dikkatli bakışlarını ona çevirdi ve sessizliklerini korudular. Öylesine karmaşıklardı ki söyleyecek tek bir kelimeleri yoktu.

"Ama her şeyden önce, bana tekrar ellerinizi vermenizi rica ediyorum." dedi ve iki elini de ikiliye doğru uzattı.

İkili her ne kadar neler olduğunu anlamasa da ayak uydurmaktan başka çareleri yoktu. El mahkum, ellerini uzattılar ve Fu'nun avuçlarına koydular.

"Ah, bu beklenmedik..." diye mırıldandı Fu kısa süre sonra şaşkınlıkla kaşları havalanırken. Aynı zamanda avuçlarındaki elleri serbest bırakmıştı.

İkili onun bu ifadesine anlam veremeyerek iyice gerilirken Hyunjin, "Açıkla." dedi.

"Bu kadar gerilmenize gerek yok genç lordum..." dedi Fu rahatsızca kıpırdanarak fakat Hyunjin'in ifadesinde tek bir değişiklik olmamıştı. Böylelikle kısaca boğazını temizledi.

"Bu yemin törenini gerçekleştirmek için kan ya da can almanıza gerek yok. Dediğim gibi, bu bir ritüel ya da ayin değil." dedi öncelikle kuyrukluya bakarak. İçini rahatlatmak istermiş gibi bir hâli vardı fakat bu onu rahatlatmaktan çok daha da germişti. Kuyrukluyu geren son şey işlem sırasında canının yanması ya da ölecek olmasıydı.

"Normalde doğanın seçtiği kaderleri birbirine bağlamak bu törenin asıl amacıdır fakat... Sizin kaderleriniz çoktan bağlanmış gibi görünüyor." diye ekledi Fu sakince. Sakinliğinin altında garip bir huşu da vardı ve bu Hyunjin'i daha da meraklandırıyordu.

"Neyden bahsediyorsun sen?" dedi kaşlarını anlamaya çalışarak hafifçe çatarken.

Fu derin bir nefes aldı ve avuçlarını ikiliye uzattı. "O zaman şöyle açıklayayım." dedi bir süre sonra. Avuç içlerine tekrar yerleşen elleri hafifçe sıkarak gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldıktan sonra gevşetti.

game of hearts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin