Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Anladım." dedi Hyunjin Changbin'e.
Changbin yanında ceset ve rehinelerle geldikten sonra Hyunjin ve Hyejin'in hızlıca onu sorgulaması için yalnız kalacakları bir yere geçmişlerdi. Changbin sorgulanırken, rehineler de muhafızlar tarafından esir tutuluyordu.
"Cesetlerden kurtulun." dedi Hyejin kapıda bekleyen tek muhafıza. Muhafız hızlıca onaylayıp odadan çıktı.
"Ne düşünüyorsun?" dedi Hyejin Hyunjin'in düşünceli hâlini fark ettiğinde. Hyunjin ise Hyejin'e döndü.
"Şu rehineler... Tedbiri elden bırakma." Hyunjin yalnızca bunları söyledi.
"Ne demek istiyorsun?" dedi Hyejin açık konuşmasını isteyerek.
"Yeterince açık değil mi?"
=====
Felix az önce gördüklerinin etkisinden çıkmaya çalışıyordu şimdi yalnız olduğu odada. Yine yatakta uzanıyordu fakat cenin pozisyonundaydı bu defa. Elini yanağının altına koymuş, gözlerini kapatmıştı. İlk kez ceset görmüyordu fakat son zamanlarda hayatında gördüğü ceset sayısından daha fazla ceset görmüştü. Fazla gelmişti hâliyle.
O yatmaya devam ederken odanın dışında bir hareketlilik hissetse bile fazla tepki vermedi. Kim olduğunu biliyordu.
Kısa süre sonra kapı açıldı ve tahmin ettiği koku burnuna doldu. Kapıya yakın değildi fakat hayatı boyunca denizlerde olduğu için duyuları keskindi. Ayrıca bu koku normal bir koku değildi. Yoğun ve keskin, unutulmazdı.
Koku giderek yaklaşsa da yine de arkasını dönmedi. Taviz vermek istemiyordu.
"Nasılsın?" diye konuştu Hyunjin Felix'in zihnine. Felix ise derin bir iç çekmiş ve "İyiyim." demişti aynı şekilde.
"Güzel." dedi Hyunjin dışından ve yine her zamanki gibi harita ve parşömenlerini incelemeye başladı.
"Hakkında çok fazla efsane duydum." dedi Felix arkasını dönüp bu sefer Hyunjin'e bakarak yatarken. Hyunjin ise duyduğuyla bakışlarını Felix'e çevirdi.
"Ben de hakkımda çok efsane duydum." dedi tek kaşı havalanırken. "Ama namım suların altına dek ulaştığına göre gerçekten önemli biri olmalıyım."
"Suların altı dünyadan başka bir yerde değil. Sizin bizden haberinizin olmaması, bizim sizi bilmediğimiz anlamına gelmez." dedi Felix mırıldanarak. Korktuğundan değildi mırıldanışı, yüksek sesi sevmiyordu.
Genelde kendisi hakkında pek iyi şeyler söylenmezdi. Bunda gerçekten acımasız ve katil olmasının da payı vardı fakat çoğunlukla tamamen karalama amacıyla çıkarılan asılsız dedikodulardı.
