"Acele edin! Toparlanın!"Kuyruklu, son birkaç saattir uyukladığı yataktan sıçrayarak uyandı duyduğu bağırışlar yüzünden.
Ne olduğunu kavrayamadığı ve uyku mahmurluğunu henüz üzerinden atamadığı için kaşlarını çatmış, ayaklarını sallandırdığı yatakta geminin tahta zeminini seyrederek durumu sorgulamıştı bir süre.
En son yaralarına bakılmıştı ve ardından Hyunjin'in ona buyurmasıyla yatağa uzanmıştı. Planı kesinlikle uyumak gibi bir hataya düşüp gardını indirmek değildi fakat vücudu ve zihni alışık olmadığı durumlara birden fazla kez, aynı anda ayak uydurmaya çalışmıştı.
Yorulmuş olmalıydı. Ki bu kuyruklu için kesinlikle yeni bir şeydi. Yorulması pek sık yaşanan bir durum değildi.
Kuyruklu yavaş yavaş yaşananları hazmettiğinde dışarıdaki gürültüye dikkat kesildi. Aceleci ayak seslerini ve tanıdık birkaç sesin telaşla etrafa buyurmalarını zor da olsa seçebiliyordu.
Bu sırada Hyunjin, koltuğunda oturup parşömen inceliyordu. Kuyruklunun her bir hareketini hissediyor, bakmasa da görebiliyordu. Sıçrayarak uyanması, kaşlarını çatması, boş boş zemini izlemesi ve olayları anlamlandırmaya çalışması içten içe komik gelmişti ona. Sert ve sarsılmaz göstermeye çalıştığı ifadenin altında yatan narin ve asil benliği Hyunjin'in dikkatini çekiyordu. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar eğlendiğini hissediyordu.
Kuyruklu biraz daha kamaranın dışındaki sesleri dinledikten sonra onun hâlâ kamarada olup olmadığını kontrol etmek için kamaraya bir göz atmıştı. Oturduğu yataktan gördüğü kadarıyla, kesinlikle hâlâ kamaradaydı ve asla istifini bozmadan parşömenlerini incelemeye devam ediyordu. Ya da sadece öyle görünüyordu.
Kuyruklu, onun bu denli istikrarlı bir şekilde, saatlerdir neyi okuduğunu merak etmeden edemedi. Neredeyse içeriye girdiğinden beri adam kafasını parşömenlerden kaldırmamıştı.
O sırada bağırışların artmasıyla bakışları kamaranın kapısına kaydı kuyruklunun. Dışarıda neler olduğunu merak ediyordu.
"Ruh geçidinden geçiyoruz." dedi sakin bir ses usulca kenardan.
Kuyruklunun bakışları duyduğu sesle sesin kaynağına dönerken Hyunjin devam etti, "Ruh geçidinin ne olduğunu biliyor musun?"
Kuyruklu kaşlarını çattı anlamazca. Neyi anlamadığı tartışılır, bu yüzden Hyunjin açıkladı, "Okyanusun bilinmeyen bir kısmını kaplayan sisli bir bölgesi. Sis önünü göremeyeceğin kadar sıktır. Bölgeye giren gemiler rastgele ortadan kaybolur ya da batar. Bu yüzden adı Ruh Geçidi ama elbette başka sebepleri de var."
Ruh Geçidi, özel ruhani ve mistik bir bölgeydi. Giren gemiler herhangi bir ortak özellikleri olmaksızın rastgele ya batıyor ya da kayboluyordu. Bunun sebebi ise daha önce battığına inanılan ruhani bir geminin tam olarak burada batmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game of hearts
Fanfickaptanın bir amacı vardı ve bu amacı gerçekleştirmesi için de bir denizkızına ihtiyacı vardı |hyunlix