"Uğrayacağımız başka bir yer yok değil mi? Şu denizkızını bir an önce bulup ne yapıyorsak yapalım artık." diye söylendi Jisung. Bununla dümenciye gidecekleri rotayı tarif eden Changbin göz devirmiş ve işine devam etmişti."Şu anlık yok sanırım. Kehaneti doğruladık, şimdi doğrudan denizkızını bulup harekete geçmeliyiz. Hızlı olmamız gerek." dedi Chan kollarını göğsünde birleştirirken.
"Pek öyle yapamayacağız gibi." dedi Minho geldiklerinden beri meditasyonla gözcülük yaptığı direkten inerek.
"Bir sorun var." dedi Jisung duruşunu düzeltip ciddileşerek
Minho başıyla onayladı ve Hyunjin'in kamarasına ilerledi. Hareketliliği fark eden Changbin ise yanlarına geldi merakla. "Sorun mu var?"
"Muhtemelen. Minho bayağı ciddi görünüyordu." dedi Chan da duruşunu düzeltirken.
Minho kısa bir süre sonra durumu açıklamak için yanlarına gelmişti tekrar. "Beş başlı deniz yılanı ileride, titreşimlerini buradan bile hissedebiliyorum. Bizi bekliyor."
"Rotanın tam üzerinde duruyor. Eğer rotayı değiştirirsek denizkızı adasını kaçıracağız." dedi Changbin içsel bir beyin fırtınası başlatırken.
"Zaten rotayı değiştirmek gibi bir düşüncemiz yok, doğrudan ilerleyeceğiz." dedi Chan kesin bir şekilde.
"O nasıl olacak? Şimdiye kadar gördüğüm gemilerden hiçbiri beş başlı yılanı görüp sağ çıkamadı." dedi Changbin gergince.
"Sen nasıl buradasın o hâlde?" dedi ve dümenciye ilerleyip nasıl bir fırtınayla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar rotayı asla değiştirmeyeceğini söyledi Minho.
"Güven bize, bu kadar rahat olmamızın bir sebebi var." dedi Jisung ve mürettebata ilerledi.
Changbin derin bir nefes alıp ilerideki azgın fırtınaya bakarken öleceklerinden emindi. Her ne kadar Hyunjin'in kudretini gözleriyle görmüş olsa bile haritasına işlediği şeylerin, tecrübelerinin gerçekleşmemesi de imkansızdı kendince. Karşılarındaki canavar efsaneviydi.
Fırtınaya yaklaşmalarıyla koca geminin homurtularla sallanmaya başlaması bir oldu. Mürettebat tutunabileceği en yakın yerlere tutunurken Changbin ise zor bela Jisung'un yanına ilerlemiş, onun tutunduğu yere tutunmuştu.
"Alabora olacağız!" diye bağırdı Changbin sesini duyurabilmek için.
"Hayır olmayacağız!" dedi Jisung gülümseyerek. Changbin gerçekten mürettebat ve kendisi de dahil olmak üzere gemideki kimsenin akıl sağlığının yerinde olduğunu düşünmüyordu. Herkes kafayı yemişti.
Fırtınanın iyice içine girdiklerinde, üstlerindeki kara bulutların arasında gördükleri gölgeyle geminin daha da sallanması bir olmuştu. Önlerindeki beş başlı deniz yılanının yankılanan kükremesiyle dalgalar iyice yükselmiş, geminin iyice sallanmasına ve su almasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game of hearts
Fanfictionkaptanın bir amacı vardı ve bu amacı gerçekleştirmesi için de bir denizkızına ihtiyacı vardı |hyunlix