Saraya geldiklerinde Myrina onları biraz istirahat etmeleri için yalnız bırakmış ve kendi işleriyle ilgilenmek üzere gitmişti. Aslında acilen konuşmaları ve halletmeleri gereken şeyler vardı fakat bu toplantı için Hyunjin'in astlarının da yanında olması gerekiyordu.Felix ve Hyunjin'in odaları aynıydı. Her nasılsa Myrina ikilinin kader bağını fark etmiş, onlar için ortak bir oda hazırlatmıştı. Bu ikisini de gerse bile çok da rahatsız etmiş sayılmazdı çünkü Hyunjin zaten uyumuyordu. En azından uyuyorsa bile yatağı kullanmıyordu.
Felix geldikleri bu yeri sevmişti. Amazonlar doğayla iç içe yaşıyorlardı ve doğa onlar için kutsaldı. Her imkanından yararlanıyor olsalar bile sınırlarını biliyor ve doğaya sonsuz bir saygı besliyorlardı. Bu Felix'in en çok hoşuna giden şeylerden biri olmuştu.
Gelirken gördüğü devasa büyüklükteki ağaçlar, Myrina'yı takip etmeyi bırakmayan onlarca türdeki hayvanlar, şelaleler, çiçekler, doğal parlak taşları ve adını bile bilmediği sonsuz türdeki meyve sebzeyle muazzam bir yerdi. Ortamdaki nem oranı Felix'in huzurunu arttırıyor, çıplak ayakla toprakta yürümek istemesine sebep oluyordu.
Felix hissetmeyi severdi ve bu yer ona çok fazla şey hissettirmişti.
Felix ve Hyunjin odaya girip arkalarından kapıyı kapattıklarında Felix, hemen gördüğü yatağa ilerledi. Hızlıca yorganı kaldırıp altına girerken yine her zamanki hareketini yapıp bacaklarını yatağa sürtmekten alamadı kendini. Huy edinmişti.
Hyunjin ise onun gelir gelmez kendini yatağa atmasına ve her zamanki hareketini tekrarlamasına bıyık altından gülümsemişti. Hâlâ kendisiyle konuşmamakta kararlı olduğunun da farkındaydı ve aslında onu gülümseten başka bir konu da buydu.
"Benimle konuşmamakta kararlısın." dedi Hyunjin kendini tutamayarak.
Felix ise sırtı ona dönükken göz devirdi ve aklından geçirdi, "Sen de benimle konuşmasan çok daha iyi olurdu tabii."
Hyunjin bununla kıkırdarken anlaşılmaması için boğazını temizledi. Odadaki koltuğa ilerledi ve oturdu.
"Toplantıya senin de katılmanı istiyorum." dedi Hyunjin bir süreli sessizliğin ardından.
Felix şaşkınlıkla kaşlarını çatmış fakat belli etmemek için yine ona doğru dönmemişti.
"Neden?"
"Konuşmalara katılmasan bile orada bulunmanı istiyorum. Bildiklerini paylaşmasan da en azından kafandakileri netleştirebilirsin." dedi Hyunjin başının arkasını koltuğa yaslayıp gözlerini kapatırken. Yorulmasa bile dinlenmeye ihtiyacı oluyordu bazen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game of hearts
Fanfickaptanın bir amacı vardı ve bu amacı gerçekleştirmesi için de bir denizkızına ihtiyacı vardı |hyunlix