İnsan öyle bir varlık ki hem merhametinde ödün vermeyen bir yanı varken hem de zalimliği ile cehennemi yaşatabiliyordu içinde.
Hani benim sevincim nerde
Bilyelerim topacım
Kiraz ağacında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersizPenceresiz kaldım anne
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tel örgülere takıldı
Hani benim gençliğim annePenceresiz kaldım anne
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tellere takıldı
Hani benim gençliğim nerdesedyenin üzerinde kanlar içinde cezaevinden çıkan akın ambulansa bindirildiğinde sanki tarih tekrar ediyordu kendini.
aral müdür giden ambulansın arkasından bir damla gözyaşı bırakırken gözyaşını silerek içeri girip kamera odasına gitti.
"müdürüm "diye ayağa kalkan sorumlu gardiyana "sen mola ver altan benim işim var bir kaç dakikalığına "dediğinde altan gardiyan başını sallayarak odadan çıktığında aral koltuğa oturarak gerekli kayıtları taramaya başladı.
akının bıçaklandığı koridorun görüntüsünü büyüttüğünde musanın adamlarından birini gördü.
bu işin içinde musanın olduğunu biliyordu. öfkeli bir nefes alarak odadan çıkarak gökhan gardiyana "bana musayı getir "dedi ve odasına yürüdü.
C1 BLOK.
"demir bir şey yapmayacak mıyız "diye soran cafere baktı. içinde öyle bir öfke vardı ki her şeyi kül etmek istiyordu.
"çıkın "dediğinde adamları onu yalnız bıraktı. gözünden bir damla yaş düştüğünde daha fazla dayanamadan "aaaaaaaaaaaah"diye bağırarak masayı duvara fırlatı. içerdeki her şeyi yerle bir ederken içinde öfke ve üzüntü karışımı daha çok ağlamasına sebep oluyordu.
fakat akına bunu yapanı biliyordu ve emin olduğu bir şey varsa bunu yapanı anasında içtiği sütü burnundan getirecekti.
sert bir şekilde gözyaşını sildiğinde ayağa kalktı.
"beni çağırmışsınız "diyerek müdür odasına giren musa karşısındaki müdüre baktı.
"akının bıçaklanmasında senin parmağın var kamerada senin adamın gözüküyor "dediğinde musa derin bir nefes alarak "burada bir şey olsa benden bileceksiniz"dediğinde "kes sesini musa senin yaptığını biliyorum "dedi aral müdür.
musa pişkin bir suratla "kanıtınız var mı "dediğinde "yok ama elimde daha iyi bir seçenek var. "dediğinde musa ona anlamayarak baktı.
"hazırlan seni başka bir ceza evine nakil ediyorum"dediğinde musa kaşlarını çatarak "buna hakkınız yok "dediğinde "artık daha fazla sorun çıkartamayacaksın "dedi.
odadan çıkan musa öfke ile koğuşuna girip "o, biriniz harekete yatsın "dedi. telefonu gizli bölmeden çıkartarak "alo fikret evet iyiyim sağ ol koçum senden bir şey isteyeceğim hani şu adalet bakanının kardeşi var ya o bizim müşterimiz onun kulağını çıtlatsana bizim cezaevi müdürünün suyu çok ısındı diyorum "dediğinde hattın ucundaki adamı "tamam musa baba olmuş bil "dediğinde güldü musa.
"sağ ol koçum" telefonu kapatarak sandalyeye keyifle oturdu.
ERTESİ GÜNÜ.
Cezaevine gelen aral müdür telefon kulağında "akının durumu iyi mi"dediğinde görevli memur gardiyan "evet bugün taburcu olabilirmiş "dediğinde gülümsedi aral müdür.
"bekliyorum"dedi telefonu kapatarak içeri girdi. koridorda gökhan gardiyan ile karşılaştığında gardiyan üzgün bir ifade ile "müdürüm adalet bakanlığında müfettişler geldi dün akşam "aral gökhan gardiyana bakıp "evet "dediğinde "bazı denetlemeler yaptılar ve bu zarfı size vermemi istediler"dedi zarfı uzattığında aral zarfı alarak odasına girdi.
zarfı açarak okuduğunda yüzü an be an silindi. bu cezaevinden görevinin sona erdiğine dair bir tebligatı.
gözlerini kapattığında derin bir nefes aldı. buradaki işi bitmişti. ama akını görmeden gitmek istemiyordu fakat yapacağı bir şey yoktu.
eşyalarını toplayarak gardiyan arkadaşlara veda edip cezaevinden ayrıldığında canı sıkılmıştı.
C2 BLOK
"baba müdür aral var ya az önce duydum bakanlık görevden almışlar onu "dediğinde musa gülüyordu.
"o da sert kayaya çarptı eh musa babayla kimse başa edemez "dedi adamaları güldü.
"keyfim yerine geldi hadi havalandırmaya çıkalım" avluya adamları ile birlikte çıkan musa konuşurken karşı tarafta ayakta onu bekleyen demir ve tayfasını gördü.
" ooo satanist sende mi buradasın "dediğinde demir ona ruhsuz bir ifade ile baktı.
"buradayım dedeem artık senin miladın çoktan geçtiğini gördüm artık seni uğurlama vakti geldi ha dedem "dediğinde birden etrafı demirin adamlar sardığında diğer adamları etkisiz kaldı.
"ne oluyor lan "dediğinde demir elindeki bıçağı çıkartı. "seni eşekler cennetine yollayacağım bekle sen oradaki arkadaşların ile eğlenirsin artık"dedi musa geri geri kaçarken demir musanın bacağına indirdiği bıçak darbesi ile yere düştüğünde acı bir feryat çıktı ağzından.
yakasını tutarak yüzünü yüzüne yaklaştırdı demir. "akına ve diğerlerine yaptığının hesabını vereceksin "dedi bıçağı kaldırıp tam musaya saplayacaktı ki "demir dur"diye bağırarak avluya giren akını gördüğünde şok oldu.
herkes akına şaşkın bir şekilde bakıyordu. onun öldüğünü sanıyorlardı fakat şuan kanlı canlı karşılarındaydı.
Ne varsa buğusu genzi yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ah ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm büyümüştümBu ne yaman çelişki anne
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim anneBu ne yaman çelişki anne
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim anne***************************************************************************
SONRAKİ BÖLÜM FİNAL ONLARA VEDA EDİYORUZ MİLLET. BEN BU KURGUYU YAZARKEN BAYA EĞLENDİM. SİZE ÇARPICI BİR FİNAL İLE GELECEĞİM HAZIR MISINIZ.
YORUM YAPMAYI UNUTMAAYIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES: AVLU-BXB
Teen FictionEğitimli bir asker suç işleyip cezaevine girerse ne olur? "Avluda kaos var ölüm var yaşaman için öldürmelisin ki sevdiklerini koruyabilesin"