29.

186 8 0
                                    

Aha-ha, yo

Bu ikilemlerin arkasında çok şey varHiçbi' şey bi' neden değil ki amaHak ettiğimi düşündüğümde hiç de adil değil kiSen nesin ve kimsin?Sal yaralı balıkları gitsin, misina artık çok gergin

İster istemez her şeyim sende rehin
Ne yanlış bi' karar masası, sen ne kötü bi' hâkimsin
Bu ne zor bi' dosya, sen ne kolay bi' kararsın
Senden görünmüyor önüm, meğer ne kolaymış fikrî ölüm

Hep anlatırdı sevdiklerim, "Böyleyken böyle olur
Söz söylenir, göz dolar, haziranlar şubat olur"
İhtimallerimi düşünürüm ve ihmallerimi yoklarım
İçimden ayrılık şarkıları bestelerim ve söylerim



Yaşadığımız veya yaşamak zorunda bırakıldığımız bu hayat tiyatrosunda bize biçilen roller ve piyesler tıpkı adaletin adil olmadığı kadar haksızdı.

bir annenin evladını kaybetmesi kadar acımasız ve dayanılmazdı. fakat yaşıyorduk. yaşamak zorunda kalıyorduk.

bazı hayatlar mutlu ve refah içinde iken bazı hayatlar ise adaletin geldiği noktada haksızlık acı ve zulüm içindeydi.

sahi adalet neydi? haklının hakkını vermesi miydi yoksa eşit bir şekilde her insanın olanaklara sahip olma ve yaşama biçimi miydi? 

hastaneye kaldırılan iki mahkum acil servise alınırken onlar ile birlikte gelen nöbetçi gardiyan yarım saat sonra acil servis odasından çıkan doktordan bilgi almak için doktor beyin yanına gittiklerinde "durumları nasıl "diye sorduklarında doktor bey derin bir nefes vererek "iki mahkumu da ameliyatta almamız gerekiyor acil"diyerek telaş içinde giderken iki gardiyan birbirine baktı.

İSTANBUL PİLOT ERKEK CEZAEVİ...

"bunu kim yaptı "diye bloktaki mahkumlara bağıran baş gardiyan gökhan şuan cezaevinin yetkili müdürü kendisi olduğu için mahkumları sorguluyordu.

bloğun içindeki mahkumlardan ses çıkmadığını anladığında aramalardan da bir şey çıkmadığını gördüğünde sıkın bir nefes aldı.

yanına gelen gardiyan kulağına bakanlıkta müfettişin geldiğini haber verdiğinde gözlerini kapatıp açtı.

"bu bir eksikti" diyerek arkasını dönüp bloktan çıkarak müfettişin yanına giderken diğer gardiyanlar mahkumların eşyalarını toplaması için serbest bıraktı.

"demir abi ne zaman gelecek "diye soran akife baktı cafer. "bilmiyorum akif ama revirdeki hemşire durumunun iyi olduğunu söyledi gelir "diyerek kendi koğuşlarına çekildiğinde akını hastaneye kaldırdıklarında demir sinir krizi geçirmişti. 

şuan revirde yüksek dozda verilen ilaçlar ile uyutuluyordu. 

HASTANE...

"hocam hastanın nabzı düşüyor "diyen hemşire ile gözleri monitör ekranına dönen doktor "hem b 2 gram enjekte edin "diyerek hastaya müdahale ederken "iç kanaması var "diyerek gözlerini tekrar monitöre çevirdiğinde nabızının giderek düştüğünü gördüğünde "hocam hastanın kalbi durdu "diyen hemireye bakan genç doktor "şok cihazını getirin "diyerek elindeki aletleri bıraktığında hemşirenin getirdiği cihazın iki eli ile tuttuğunda "200'e  şarj edin çabuk"dediğinde "200 hazır "diyen hemşire ile cihazın iki tabanının göğüsüne koyduğunda akın bedenine verilen şok ile genç doktorun gözleri monitöre döndüğünde "hocam hala devam ediyor "250 'e şarj edin "dediğinde hemşire cihazı şarj ederek "hazır "dedi. bir kez daha akına şok verildiğinde monitördeki yeşil düz çizgi devam ediyordu.

"hocam hastayı kaybettik "diyen hemşireye kaşlarını çatarak baktı. "300 'e şarj edin çabuk "dediğinde alnından ter akıyordu.

"hocam "diyen hemireye "dediğimi yapın hadi "diye sesini yükselttiğinde hemşire mecburen cihazı şarj ederek "hazır "dediğinde bir kez daha akına verilen şok ile bedeni hafif havalanan masanın üzerinde yatan akının kalp atışları düz çizgide devam ederken genç doktor bir umut ile bakışlarını monitöre çevirdi.

     İSTANBUL PİLOT ERKEK  CEZAEVİ...

"akın "diye gözlerini birden açan demir nefes nefese tabana bakarken arkadaşının gözlerinin önünde bıçaklanması onu çok kötü etkilemişti.

akın ile güçlü bir bağı vardı. "asker "diyen genç adamın dudaklarından çıkan kelimeler boğazını acıtırken onu kanlar içinde yerde gördüğünde sanki bıçaklanan oymuş gibi canı yanmıştı.

hayat çizgisinde adaletsizliğin kırık çemberinde mücadele veren bir adamın kalp atışları durmak üzereydi.

burası avluydu. kaç ömre sığdırdıkları hayatlarını kaç  güne sıkıştırabilirlerdi ki acılarını?

Ama galiba
Bütün bu olanlara dayanamam ama hazırım
Sen giderken adımlarını sayarım, heyhat
Ne yazık seni yanlış tanıdım sanırım (Sago Kaf-Kef, Sago Kaf-Kef)

Ama galiba
Bütün bu olanlara dayanamam ama hazırım (check, check, yo)
Sen giderken adımlarını sayarım, heyhat
Ne yazık seni yanlış tanıdım sanırım (Sago Kaf-Kef, kasva)

******************************************************************************

SONRAKİ BÖLÜM FİNAL. SİZİ BOMBA GİBİ BİR FİNAL BÖLÜMÜ BEKLİYOR. HAZIR OLUN. 

BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. O KADAR EMEK VERİYORUM YANİ BURADA ONA GÖRE.

KAFES: AVLU-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin