Yanıma oturan her kimse uzun süredir sessizdi.
Bense hâlâ ağlıyordum. Bir yandan da yanımda biri varken ağladığım için kendime kızıyordum.
Ama ağlamaya başlayınca kendimi durduramıyordum.Üstelik tuhaf bir biçimde yanıma gelen her kimse ondan rahatsız olmamıştım. Üstelik daha yüzünü bile görememe rağmen.
Yanımda oturan kişi aniden elini omzuma koydu. Ve ben bu ani hareketiyle irkildim.
"İyi misin? Bence yeterince ağladın lütfen artık ağlama. Yoksa sana zarar gelebilir."
Bu ses... bunu tanıyordum. Bu ses Kuzey'e aitti.
Kafamı kaldırmak onun yüzüne bakmak istedim ama yapamadım.Ve nasıl olduysa bunu fark etti. Bana biraz daha yaklaştı. Kollarımı yavaşça başımın üstünden çekti. Sonra da kafamı çenemden tutup kaldırdı. Ama hesaplayamadığı bir şey vardı.
Bana fazla yaklaşmıştı.
Boyum ondan kısaydı. Bu yüzden çenesinin altına denk geliyordum. Ama benim çenemden tutup kaldırdığı için kafalarımız birazcık fazla yakındı.Ben ağladığım için burnum ve yanaklarım kızarmıştı. Peki o niye kızardı?
Bir müddet sadece gözlerimin içine baktı. Daha sonra başını başka bir yöne çevirdi ve çenemden tutmayı bıraktı. Neyse ki kafamı tutabilecek güce sahiptim
Eh o kadarı da olsun dimi yani...
Tamam üzgün bir ruh halindeyim de o kadar da değil.😅Başımı biraz geriye, duvara yasladım. Kuzey yeniden bana döndüğünde yanaklarının kızarıklığı gitmişti.
Benim yanaklarından hala göz yaşlarım akıyordu.
Oda benim gibi başını duvara yasladı."Lütfen artık ağlama."
Dedi. Ama sanki bunu derken....Üzgündü. Ama neden?
İnsanların ruh hallerinden bu kadar çok etkileniyor muydu?
Yoksa bunun benimle bir alakası mı vardı?Elimle yanaklarımı sildim. Ama silsem de hâlâ akan göz yaşlarım yanaklarımı geri ıslatıyordu.
"Sana rezil oldum."
Dedim titreyen sesimle. Gözlerini kocaman açtı."Şimdi de bunun için mi ağlıyorsun?!"
"Hayır sadece ağlamak için sebep arıyordum. Ama galiba saçmalıyorum."
Ağzındam küçük bir inilti çıktı.
Ve tam o sırada Kuzey benim hiç düşünmeyeceğim bir şey yaptı. Omuzlarından beni tutup kendine çekti. Başım onun sağ omzuna denk gelmişti.Omzmndaki elleri sırtıma indi ve beni kollarıyla sardı.
Şok olduğum için hiçbir şey yapamadım."Nolur artık ağlama. Fazla hüzün zarar verir."
Ben hâlâ hiç hareket etmeden öylece duruyordum. Oysa beni daha çok kendine bastıyordu. Aslında tuhaf bir biçimde bu bana iyi gelmişti.
Sanırım birine sarılmaya ihtiyacım vardı. Bende kollarımı ona sardım...Göz yaşlarım yavaş yavaş azaldı ve en sonunda da ağlamam tamamen sona erdi. Yüzümde istemsiz bir tebessümle ona sarılmaya devam ettim...
🥀🥀🥀🥀🥀
Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey beyaz tavan oldu. Hâlâ hastanedeki yatağımdaydım. Kuzey ise benim sağımda bulunan koltukta uyuyordu. Dün Kuzey ben uyuyana kadar yanı başımda beklemiş ve uyumamıştı. Gece ara ara ağlamıştım. Ve her seferinde Kuzey beni teselli etmişti. Bana yaptığı bu iyilikleri hiçbir zaman unutmayacaktım.
Yatakta doğruldum. Kuzey hâlâ uyuyordu. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum.
Üzerimdeki örtüyü yavaşça üzerimden çektim. Daha sonra yataktan aşağı indim ve doğruca lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Üzerime siyah bir sweatshirt ve siyah kot pantolon giydim. Saçlarımı yandan iki örgü yaptım. Lavabodan çıktığımda Kuzey uyanmıştı. Ve uykulu gözlerle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Bir Hayat
RomanceHayatındaki ikinci gerçek kazayı yaşayan Öykü. Bu sefer bir kişi daha değil aynı zamanda hafızasını da kaybetmiştir.