26. Bölüm (Ne işler çeviriyorsun?)

8 3 13
                                    

(Buket'in anlatımı)
1 gün önce, öğleden sonra...

Bankadan çektiğim parayı çantama özenle koyduktan sonra bankadan çıktım. Ağabeyimin benim için açmış olduğu hesaptan para çekmiştim.

Evde birkaç eksik vardı. Onları halletmeliydim.

Bankadan çıktıktan sonra gözlerim yol kenarındaki kaldırımda yürüyen tanıdık bir yüze takıldı.

Üzerinde siyah pantalon, siyah tişört, siyah deri ceket, siyah şapka ve siyah bir maske vardı.

Ama nasıl görünürse görünsün Doruk'u tanırdım. Adamın resmen kendine haz etrafa yaydığı bir enerji vardı.

Üstelik o ela gözleri asla aklımdan silemiyordum.

Bu da ona âşık olduğum gerçeğini saklama konusunda beni zorluyordu...

Ama nedense şuan gizlenmek istiyor gibiydi şapkasını yüzünün önüne doğru çekti ve yüzünü biraz daha kapattı.

Neden bilmiyorum ama kendimi onu takip ederken buldum.

Kaldırımdan çıkıp yaya geçidine geçti. Ve insanlar harıl harıl karşıya geçerken onların arasındaki bir adamın yanından, hatta dibinden geçti.

Onları dikkatle izlediğim için algıyabilmiştim. Adam, Doruk'un eline elini yaklaştırdı ve parmaklarında ufak bir kağıdı tek tek taşıyarak onun eline verdi. Doruk da aynı şekilde tek tek parmakları ile kağıdı taşıyarak avucunun içine yerleştirdi ve elini cebine attı.

İkisi de bunu hızla saniyeler içinde yapmıştı. Yaptıkları hareketlerini görmek bu yüzden zordu. Eğer ben onlara bu kadar dikkatle bakmasam yüksek ihtimalle bende görmezdim.

Doruk'un aksine adam gayet normal giyimliydi. Yeşil bir ceket, bej rengi pantalon ve siyah tişörtü vardı.

Doruk ve adam yaya geçidinden sonra farklı istikametlere gittiler. Doruk karşıya adam ise daha önce Doruk'un gelmiş olduğu kaldırıma gitti.

Bende uzaktan onu takip etmeye devam ediyordum.

Uzun bir süre yürüdü.
Sonrasında sağa döndü. Bende onun ardından döndüm.

Bir süre daha yürüdü ve sola döndü. Bende döndüm.

Fakat geldiğimiz yer diğer yerlere göre karanlıktı ve bir ara sokaktı.

Doruk başını kaldırıp yukarıya baktı. Batmaya başlayan güneşin yaydığı turuncumsu ışığı izledi.

Bir süre orda bekledi. Bende uzaktan duvarın arkasına saklanmış onu seyrediyordum.

Ama sonra bir kız geldi. Göğüs dekoltesi olan siyah ve bedenine yapışan mini bir elbise giymişti. Sarı saçlarını sağ omzunda toplamıştı ve yüzü makyajdan görünmüyordu.

Çok çirkindi. Ve bu bende kusma hissi uyandırmıştı. Midemin ağrıdığını hissediyordum.

Aslında kız güzeldi. Ama bana göre iğrençti.

Belkide Doruk'un yanına -bu hâlde- gittiği için ondan nefret etmiş ve tiksinmiş olabilirdim...

Hayır! Kız çirkin! Konu kapanmıştır!

Kız yavaş adımlarla Doruk'a yaklaştı ve ona bakarak kocaman gülümsedi.

Doruk ise maskesini tek eli ile çıkarttı.
Ardından kızı kolundan tuttuğu gibi duvara yapıştırdı.

Ve sornada... Onun başının yanına iki elini koyup onu tutkuyla öpmeye başladı.

BU SEFER ÖNCE KUSUP SONRA BEYNİMİ YIKAMAK İSTİYORUM!
İĞRENÇSİN DORUK AKKAN!

Kusursuz Bir  HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin