25. Bölüm(Ayrılık acısı)

16 1 3
                                    

Kusura bakmayın hikayeyi bölüyorum. Fakat bir duyurum var. Ve pek de iyi değil maalesef 🥺.

Son zamanlarda bu kitabın okuma sayısı düşüşte. Lütfen kitabımı beğendiyseniz tavsiye edin.

Çünkü gerçekten okunma sayısı beni çok üzdü.
Umarım beğendiğiniz bir kitap olur. Ve inşallah okunma sayısı artar.🥰

Şimdi hikayeye geçelim.~~~

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
Telefona ne kadar süredir bakıyordum bilmiyorum. Ama gözlerimden akan yaşlar yüzünden yastığım ıslanmıştı.

Ne zaman uyuduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ama uyandığım da  telefonumun şarjı bitmişti. Gözlerimin altı kırmızı ve şişti.

Burnumda da aynı durum...

Uyanmama sebep olan şeyse şu susmak bilmeyen lanet zildi!

Başım çok kötü ağrıyordu. Örtüyü zar zor üstümden çektim ve 5 saniyede geldiğim kapıya 3 dakika da gelmiştim.

Kapının arkasında kim varsa durmadan kapıyı çalıyor ve adeta açmamı emrediyordu.

Saçlarım dağınıktı, pijamam ise kırışmıştı.

Kapının kulbunu yavaşça aşağı çekerek kapıyı açtım.

"Kızım öldün sandım resmen ya! Ne telefonuna ulaşabiliyorum. Ne kapıyı açıyorsun! Deli misin sen?!"

Bartu elinde bir poşetle sabah sabah kapının önündeydi.
Ve bana kızıyordu. Bir şey mi yapmıştım? Dediklerini tam net algıyamıyordum.

Benim donuk bakışlarla ona baktığını fark etmiş olacak ki. Omuzlarından tutup beni sarstı.

"Öykü kendine ge-"

Bir anda gözlerini büyüttü.

"Sana ne oldu?!"

Başımı yavaşça ona kaldırdım. İfadesiz bir yüzle ve boş gözlerle ona baktım.

"Ne olmuş?"

Ellerini yüzme yerleştirdi.

"İyi değilsin sen."

Ona bakmaya devam ettim.

"Ne oldu?"

Bakmaya devam ettim.

"Öykü bir şey söylesene!"

Neden bilmiyorum ama bir anda yüzümde ıslaklık hissettim. Ve sonrasında Bartu'nun naneli şeker gibi kokan ferah kokusuyla geniş göğsünü hissettim.

Başımı ne zaman onun göğsüne dayandığım hakkında en ufak bir fikrin yoktu. Sanki bazı anlar zihnimden siliniyor gibiydi.

Burnumu çekmeye ve hıçkırarak ağlamaya başladım.

Benim yanında ağladığım sadece tek bir kişi kalmıştı. Ve o da... Kuzeydi.

Acaba o şimdi olmadığı için mi Bartu'ya dayanmış ağlıyordum.

Bartu beni omuzlarımın hizasından kollarını dolayarak sardı.

"Şuan konuşacak durumda değilsin bu yüzden bir şey demiyeceğim. Sadece her zaman seni sevdiğimi ve yanından gitmeyeceğimi bil."

Kollarını bana daha çok sardı. Bende iki yandan sarkan kollarımı ona doladım ve rahatlatıcı kokusunu içine çekerken ona sarıldım.

Bir süre öyle kaldık.
Kapının önünde sarılmış halde...

Kusursuz Bir  HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin