33. Bölüm (Film seti)

3 1 0
                                    

Öykü'nün anlatımı

Son birkaç gündür Mete ve Eylül'ün arasını düzeltmeye çalışıyorduk. Fakat tüm çabalarımız boşa çıkmıştı.
Ne Mete, Eylül'ü görmek istiyordu. Ne de Eylül, Mete'yi...

Onlarla uğraşırken de; Doruk'un arkadaşı Çetin'in çoktan gelmiş olduğunu, hepimiz unutmuştuk. Bu yüzden onunla konuşmamıştık.

Şuan ne yaptığımıza gelecek olursak... Eylül'ün bugün film setinde oynadığı ilk gündü. Ve bizden sete gelip ona destek olmamızı istemişti.

Aslında Mete'yi de çağırmıştık. Fakat o "Oraya gideceğime , ölürüm daha iyi!" Diyerek kapıyı suratımıza kapatmıştı.

Bartu'ya gelecek olursak. "Kuzey var orada olay çıkartırım." Dediği için onu almadık.

Bu yüzden şuan da ben, Kuzey, Demirkan, Sevim ve Caner. Kenarda oturmuş seti seyrediyorduk.

Kamera ve ışıklandırması çok güzeldi. Sabah zaten birkaç sahne çekmişlerdi. Şimdi akşam olduğu için. Akşam oynanacak sahneleri çekiyorlardı. Sonra bunları birleştirip filmi yapacaklardı.

Akşam sahnesi; Eylül'ün, o meşhur başrol erkekle öpüşme sahnesini kapsıyordu. Bu yüzden çok heyecanlıydı.

Senaryoya göre bir maskeli balodaydılar. Ve ikisi çift dansı yapacaklardı. Dansın sonunda ise erkek başrol -gerçek adıyla Orhan- Eylül'ü öpecekti.

"Çocuklar aşırı heyecanlıyımmm..."

Sondaki "m" harfini uzatmıştı. Eylül önümüzde durmuş. Sürekli terleyen ellerini üstüne siliyordu.

Üzerinde zarif bir gökyüzü mavisi elbise vardı. Beline kadar olan yer bedenini sıkıca sararken, belinden aşağısı zarifçe genişleyerek iniyordu. Göğüs dekoltesi yok denecek kadar azdı. Kolları mavi tülden yapılma ve omzunun bir karış yukarısında biten iki parçadan oluşuyordu.

Saçlarını yukardan topuz yapmışlardı. Bir iki tutamını bilerek açık bırakmışlardı. Yüzünde hafif mavi ağırlıklı bir makyaj vardı. Gözlerinde mavi far ve dudaklarında dudak rengine uyumlu bir ruj vardı.

Gerçekten güzel görünüyordu.

"Sen yaparsın zaten diğer sahneleri çok güzel oynadın."

Caner elini, Eylül'ün omzuna atıp onu destekledi. Eylül minnet dolu bakışları ile ona baktı.

"Hadi görelim bizim kızımızı."

Demirkan'nın dediği söz ile hepimiz başımızı salladık. Sonrasında yönetmen konuştu.

"Evet sıradaki sahneye başlıyoruz. Her şey hazır olsun!"

Eylül bir anda strese girmişti. Bunu gözlerinde ve nefes alıp verişinden anlamıştım. Eteğinin üstünde tutuğu elini tuttum.

"Benim tanıdığım Eylül'ün endişelenmesine gerek yok. Çünkü o her şeyi başarır."

Eylül bana gülümsedi ve ben ellerini bıraktığımda, bize el sallayarak sete döndü.
Yüzüne burnuna kadar gelen ve anlından başlayan koyu mavi bir maske taktı. Kehribar gözleri maskenin içinde çok hoş duruyordu.

Önce birkaç konuşma sahnesi oldu. Fakat erkek başrol daha gelmişti. Zaten şuan onun bir sahnesi yoktu.

En sonunda Eylül sahneye çıktı ve yanaklarını şişirdi. Bu sahnenin bir parçasıydı. Şimdi tam burda erkek başrolün girmesi gerekiyordu. Fakat Orhun gelmedi.

Yönetmen yanındakilerin kulağına bir şeyler fısıldadı. Eylül endişeli gözlerle etrafa bakındı. Ama yoktu.

Hepimiz gözlerimizle Orhun'un nerede olduğunu bulmaya çalışırken, bir anda biri geldi ve Eylül'ün elini tuttu.

Kusursuz Bir  HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin