Doruk iki katlı ve krem rengindeki pastasını dilek tutup mumlarını üfledikten sonra pasta mutfağa götürülmüş ve dilimlenip herkese dağıtılmaya başlanmıştı. Bu sırada da Doruk'a sırayla hediye vermeye başlamışlardı.
Önce annesi vermişti. Elinde bir anahtar vardı.
"Yeni motorunu güzel kullan." Diyerek eline anahtarı koyduğunda Doruk gülümsemişti.
Fakat annesi gittikten sonra ağzının içinden bir şeyler mırıldanmıştı fakat sesi çıkmadığı için kimse anlamasada dudaklarını okuyarak ne dediğini ben anlamıştım.
"Her sene aynısı."
Demişti. Hafif yüzünün de düştüğünü görmüştüm ama kendine hemen bir mutluluk maskesi çekmesinden kaynaklı bu durum uzun sürmemişti.
Annesinden sonra Kuzey gelmiş ve eline bir kutu koymuştu. Eve gidince açmasını söylediği için hediyesini biz görememiştik.
Ardından sırayla herkes hediyesini vermişti ve en son olarak sıra Berna'ya geldiğinde istemsiz bir şekilde kaşlarımı çatmıştım.
Doruk bu sefer gerçekten gülümsediğinde Berna ufak bir kutu verdi ve içinde demirden üzerinde kuru kafatası olan bir bileklik çıkmıştı.
"Beni çok iyi tanıyorsun sevgilim."
Diyerek yanağını öptü ve ardından bileğine ufak bir çocuk kadar masum bir mutluluk ile bilekliği taktı.
Göz ucuyla Rüzgar'a baktım. Doruk'a öfkeli bakışlarla bakıyordu. Galiba yaptığı hareket Rüzgar'ın pek hoşuna gitmemişti.
Fakat Doruk ona baktığında gülümseyerek ona karşılık verdi.
Berna hediyesini vermesinin ardından yerine geçmek için harekete geçtiğinde Doruk bileğinden tuttu.
"Bu doğum günümde beni daha çok mutlu eder misin? Ve..."
Doruk, bir eli ile Berna'nın elini tutmaya devam ederken ceketinin iç cebinden bir kutu çıkardı.
"Ve benimle evlenir misin?"
Kutuyu tek eliyle açıp içindeki tek taşı Berna'ya doğru tuttu.
Rüzgar tehtitkar bakışlarla bakmaya başladı. Berna gözlerini kocaman açtı. Sürekli bir şey demek için ağzını açıp geri kapattı.Rüzgar yerinde huzursuzca kıpırdandı. Arkamda durduğu için bunu çok rahat bir şekilde hissedebiliyordum.
"Olmaz."
Berna'nın herkese şoka sokan cevabı ile herkes birbirine bakamaya başladı. Doruk'un gülümseyen yüzü düştü. Hem inanamayarak hemde kendi içinde bunun cevabını aradığını belli eden yüz ifadesi ile Berna'ya baktı.
"Neden? Yani anlayamıyorum? Erken diye mi?"
Sırayla sıraladığı soruların ardından Berna, Rüzgar'a baktı. Rüzgar ise tek kaşını kaldırarak baktı.
Berna yeniden Doruk'a döndü.
"Çünkü..."
Rüzgar anlaşılan sabrının sonuna gelmişti. Çünkü bir sonraki hamlesi hızla arkamdan çıkıp onların yanına gitmek Berna'nın elini tutmak ve onu kendine çekmek oldu.
"Çünkü o senin değil benim sevgilim hemde 1 yıldır."
Doruk kocaman açılan gözlerle ikisine ve Rüzgar'ın, Berna'nın elini tutan eline baktı.
Bir an düşecek gibi sendeledi. Fakat hemen ardından yanında duran masaya tutunarak yeniden duruşunu dikleştirdi.
Kuzey öfke içinde Rüzgar'a yürüdüğünde, Doruk bir eli ile ağabeyini engelledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Bir Hayat
RomanceHayatındaki ikinci gerçek kazayı yaşayan Öykü. Bu sefer bir kişi daha değil aynı zamanda hafızasını da kaybetmiştir.