27. Bölüm(Gerçeklerin bir kısmı)

11 1 3
                                    

Saat 12:49
İlahi bakış açısı...

Doruk hızlı adımlarla yukarıya çıktı. Ağabeyi toplantıdan yeni dönmüş ve odasında dinleniyordu.

Etraftaki çalışanları önemsemeden içeriye daldı.

"Ağabey! Hisseyi çalan kadını yakaladık. Şuan karakolda. Ama gelmene gerek yok her şeyi ben hallettim."

Kuzey masaya kenetlediği bakışlarını ona kaldırdı ve şaşkınca baktı.

Doruk gülümsüyordu.

Ama akılda ki soru şuydu.

Bu gülümseme gerçek miydi?
Yoksa sahte mi?

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
Saat 12:49
Öykü'nün anlatımı...

"Ne yani kadın değil mi?!"

Demirkan, Mete'nin şaşkın bakışlarla sorduğu soruya başını sallayarak cevap verdi.

Ardından elini masaya koydu ve hepimize sırayla baktı.

"Hayır kendisi bir erkek."

Demirkan bilgisayarı önüne aldı ve bir kaç tıklama yapıp bize çevirdi. Ekranda bir görüntü vardı. Bir kadın elinde dosya ile kenta bir sokağa geliyordu.

Üzerinde siyah eşofman ve siyah tişörtü olan şapkalı ve maskeli bir adam dosyayı kadından alıyordu.

Demirkan bize döndü yeniden.

"Üstelik tek tuhaflık bu da değil."

Bana döndü.

"Öykü sen konuşmalarında bu olayı polise ihbar ettiklerini hatta bununla Doruk'un ilgilendiğini söylemiştin."

Başımı sallayarak onu onayladım. Çünkü konuşmalarına bakılacak olursa Doruk ilgileniyor gibiydi...

"Biliyorsunuz benim amcam polis. Ondan bu durumu araştırmasını istedim. Ve bu olayın daha önce ihbar edildiğini ve onların araştırmasına bakarsa daha hızlı halledeceğini söyledim.

Ama bilin bakalım ne oldu?"

Hepimiz kaşlarımızı çatmış anlamak ister gibi Demirkan'a baktık.

Demirkan ise kollarını dirseğinin hafif bir hareketi ile iki yana açtı.

"Hiçbir karakola ihbar edilmemiş. Yani ortada bir araştırma dosyası yok."

Mete ile birbirimize baktık. Ardından Mete, önce Demirkan'a sonra da Caner'e baktı.

"Ne yani? Bu durumda-"

Demirkan, Mete'nin sözünü kesip cümleyi tamamladı.

"Ya Doruk bu işle bağlantılı ve bir haltlar karıştırıyor... Ya da o da kandırılıyor..."

Bir süre herkes sessizliğe gömüldü.

Ardından ben, aklıma gelen fikir ile Mete'ye döndüm.

"Siz Doruk'un motorcu ekibinde değil misiniz? Ordayken tuhaf bir şeyler sessizmişsinizdir belki."

Mete bir süre düşündü.

Ardından ensesini kaşıdı.

"Son yaşananlara kadar benim ekibim Rüzgâr'ın ekibiydi... Doruk'un ekibinde olan Eylül. O benden daha çok şey biliyordur."

Demirkan, Mete'ye döndü.

"O zaman çağır onu."

"Bu durumu yaymak ne kadar mantıklı bilmiyorum... Bence bir şeyler netleşmeden Eylül'e söylemeyelim. Eğer olurda başımıza bir şey gelirse en azından o kurtulur..."

Kusursuz Bir  HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin