ikizler

26

Yorumlarımızı bekliyorum
26

"Boşuna dememişler mahalle yanarken oruspu saçını tarar diye Sanrı kalk!" İpek'in sesi kulaklarım ağrıtırken yavaşça açtım gözlerimi ,ne oluyordu Allah aşkına?

" senin sesini kısma yeri yok mu be kızım?"

" sana bir geçiririm boydan kısalırsın kalksanıza ulan, kül kedisi yapışmışsın kuala  gibi genç kızların yüz karası kalk kalk. Mahalle yanıyor oğlum mahalle!?" İpek'in yüksek sesi yüzünden kulaklarımı kapatma ihtiyacıyla dolarken  gözlerimi sıkıca kapatım, ciddi bu kız dengesiz di.

"Bana ne amına koyayım siktir git itfaiye çağır."

"İtfaiyeyi ben... neyse neyse küfür etmeyeceğim bu gün Dedim dua et."

"Allahtan etmedin İpek böceği." Gözlerimi ovuşturarak  başımı kaldırdığımda sonunda nerede ve nasıl halde olduğumu gördüğümde şaşkınlıkla bir Sanrı'nın  yanına uzanmış bedenime bir de beni sıkıca saran Sanrı'nın  kolarına baktım.

" hasta mahremiyeti diye bir şey var İpek, sal bizi?!"

" O doktorla oluyor o geri zekalı!"İpek sinirle bir kez daha bağırdığında bu sefer bile isteye kafamı Sanrı'nın  çıplak göğsüne yaşlandığımda göğsünün haraket ettiğini fark ettim sanırım gülüyordu.

"Tahmini soruyorum ne zaman peşimi bırakırsın İpek?"

"Cehennemde?"

"Orda  bile rahat vermiyorsun amına koyayım." Dedi Sanrı sinirle söylemiş gibi dursa da bu eğlenceli bir sinir di, daha çok korkuttucu olanlardan değildi.

"Kabusun geldi bebeğim! Kız kül kedisi kalksana hala yapıştı çocuğa dikişler açıldı çocuğun dikişler!"  Dedi İpek kapının dibinden bağırırken, hızlıca kalkıp yarayı kontrol ettiğimde diğer yanına olan yara hala bandı beyazdı.

" bir şey yok kalk diye söyleyip duruyor." Dedi Sanrı ,İpek'e sinirli bir şekilde bakarken İpek'in dil çıkardığını gördüğümde göz devirdim. Çocuk gibiydi.

"Allah rızası için bu gün seni kim diğer tarafından uyandırdı geri yat kalk ya bu nedir?!" Diye söylendim isyan ederek kalkmak için hareketlendi ancak Sanrı'nın kolları buna izin vermedi.

"Asır yok Allah'ın belaları dün akşamdan beri ulaşamıyorum başına bir şey gelmiş olabilir diyorum kalksanıza." Kaşlarım İpek'in endişeli sesiyle çatıldığında bakışlarım Sanrı'ya döndü kafasını geri atıp derin bir nefes aldığında yerinde dikleşti. Yarasını tutarak ayağa kalktığında elini bana uzatıp beni de kaldırdı.

" yine ortalarda kaybolmuştur İpek ,sinirli bırak biraz sakinleşsin yine aynı yere gitmiştir git bak oraya."

" baktım yok!" Dedi İpek telaşla ,Sanrı'nın kaşları daha da çatıldı ciddi yüz ifadesi takınırken bu sefer içeri Nehir girdi bir şey demek için açtığı ağzı daha söze başlayamadan Sanrı'yı görüp sustu.

" ne oldu sana?" Dedi hızlı adımlarla yanına gidip yarasanın üstündeki bandı kaldırıp bakmaya çalışırken, kıskançlığın kol gezdiği damarlarımda  gözlerimi ikisinden kaçırıp kurtulmaya çalıştım.

" bir şey yok, bana Asır'ın dün akşam mekandan çıkıp nereye gittiğini bul." Dedi Nehir'e Emir kipiyle konuşurken, bakmasam da Nehir'in kaşlarının çağrıldığını görebiliyordum.

"Asır nerede ki ,bu yara nasıl oldu ayrıca ve neden hepiniz buradasınız Asır yoksa?" Nehir sorularını sıralarken Sanrı sıkıntıyla burun kemerini sıktı. "Öyle bir akşamdan sonra böyle bir sabah gerçekten mi?!" Dediğinde bakışlarım bu sefer ona döndü, yüzümde bir gülümseme belirirken dün akşamki sözleri zihnimde dönüp durdu.