38

249 16 23
                                    




38

Yıllardır varlığından dahi haberim olmadığım İkizim sanılıp kaçırılmıştım , haftalarca işkence görmüştüm ger şeyden habersiz haketmediğim halde , ikizim olmadığım anlaşıldığında beni kaçıran adama aşık olmuştum onun tarafından ikizimi bulup öldürmesi için tehdidine boyun eğip ikizimi bulmasına yardım etmiştim, bir birimize aşık olmuştuk... ikizim bir gün çıka gelmiş beni kaçırıp her şeyi bana anlatmıştı aslında hiç bir suçunun olmadığını bunca sene boyunca  aslında kendini bile boşverip benim için o kadar acıya katlandığını öz babamızın. Annemizi nasıl öldürdüğünü takıntılı ruh hastası olduğunu öğrenmiştim , anneme olan kızgınlığımı yıllardır eksilmediğini ve bizden çıkardığını öğrenmiştim hala bizim peşimizde özellikle benim peşimde olduğunu öğrenmiştim.

Yıllar önce ikizimle içimize bir şifre koyulmuştu ikimizden birisine bir şey olursa şifre yok olurdu çıkarılamıyordu bizimle yaşıyor ve bizimle çalışıyordu .  Herkesin peşinde olduğu bir bükler formül milyonlarca cana ve şifreye sahip olan şeyin anahatarı bizdik.   Bütün bunların içinde bir çok detay daha vardı ama benim bu kadar bile düşünmeme nefesimi kesip beni öldürecekmiş gibi hissettiriyordu.

Soğuk betonda otururken  başımdan geçen bütün olaylar tekrar tekrar zihnimi rahatsız ediyordu bu dört duvarın arasında duvarları izlemekte n gözlerim ağrımıştı duvarlar boydan boya kanlar vardı , sanki bu odada sandığımdan daha fazlası olmuştu duvardaki kurumuş kan lekeleri ve içerideki iğrenç her yere sinen kan kokuları vardı  bir duvarsa kanlı el izleri vardı  diğer duvarda  duvara sıçramış kan lekeri ama en çok beni ürperten başka bir duvardı tam kaşımdaki duvarın kan lekelerinin ortasında sanki bahçenin ortasından kandan çizilmiş bir resim vardı duvarda ona içim düğüm düğüm oluyor nefesim kesiliyordu sanki resimdeki iki kız vardı  kendi kanından çizilmiş bir ağaç ve güneş kızlar ele ele tutuşmuştu.

Bu resmin kime ait olduğunu düşünmemek isteiyordum düşünürsem durmazdım yıkılırdım ağlardım bu yüzden. Dönmüş bakışlarımla duvarı izlemeye devam ettim.

Bu Afra'ya ait değil...
Bunu Afra kendi kanıyla çizmedi...

Düşünme Elena şeytanlarını kov.

Dudağımı ısırdım sertçe dünden beri buradaydım soğuk betonun üstünde bu odada. Duruyordum beş dakikadır gözümü bile kırpmamıştım sanki her gözümü kapadığımda bu odada çekilen acıları duyuyor hissediyordum üşüyordum ama bu odanın soğukluğundan mı ruhumun bu vahşetlere dayanamamasından dı.

Kapının açılma sesi geldi ama kafamı çevirmeden o kandan resime baktım , sanki bir çocuk intiharlarına bir
Salıncak asmış o salıncakta başka bir dünyaya atlıyor gibiydi.

" günaydın"

Yaşamla ölüm arasında bir çizgi gibiydi burası, kaç kişi ölmüştü burada? Sadece buraya bakarken bile insanın intihar edebileceğini düşündüm. Cehennem olsaydı şayet bu odadan geçmiş olurdu.

" nasıl uyudun?"

Düşünüyorum da hayatım eskiden ne kadar kolaymış şu an burada bu kadar şey yaşarken aslında o eski zamanlarda her şey benim için daha berbat ve çekilmez olamaz diyordum küçük yıkık dökük evim bile cennet gibiyken ben ona cehennem demiş ve nefret etmiştim...

Gerçek cehennemi yaşamadan...

" kız kardeşinin resmini bende çok seviyorum , bakmakta haklısın." Keyifli sesi sonunda bakışlarımı ona döndürmemi sağladı gözlerim baba denen adamda dolaşırken. Yutkanamadığımı hissetim gözleri bende değil kanla çizilmiş küçük resimdeydi.

" kendi kanıyla çizerken her bir saniyesini izledim." Dedi yüzünde hastalıklı bir gülümseme olurken gözlerimin içi yandı. Gözlerim resme döndüğünde şimdi orada küçük bir kız görüyordum kanlar içinde kendi kanıma parmağını batırıp duvara acıyla resim çizen küçük bir kız , aynı bana benzeyen bir kız.

ikizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin