15
Ben kimdim, ne yapıyordum gerçekten de iyi birisi miydim. İyi kelimesinin anlamı neydi ki, artık her şeyin benim için anlamını yitirdiğini hissediyorum, her geçen gün bataklıktan sıyrılacağımı düşünürken aslında daha da dibe çekiliyordum.
Afra artık nasıl birisiydi bilmiyorum, herkes onu öldürmek istiyordu. Sanrı'ya ne yapmıştı bilmiyorum ama bu son değildi Afra gücü seviyordu güç için mi bir zamanlar yakın olduğu arkadaşlarına ihanet etmişti, en önemlisi nasıl tanışmıştı buradaklilerle herkesin Afra için bir yorumu vardı. Nehir, Sanrı ve Elif'ten duyduklarım aslında onu aklımda kötü birisi olarak kodlamama yetmişti.
İpek'in de dediği gibi El, ne büyük yargısız infaz.
İpek aklımı karıştrımıştı, artık gerçekten de ne yaptığımı sorguluyordum. Beni gerçekten burada bile isteye mi bırakmıştı ölüme terk etmişti bilmiyorum , kalbim bu düşünceyi kabul etmek istemiyordu aklım ise en başından cellat olup yargısız infasnını gerçekleştirmişti son kez sebebini bile sormadan. Kalbim ve aklım büyük bir savaş içindeydi, kimin galip geleceği belli bile değildi..
Tuğba ve Afra arasında seçim yapmak aslında en başta çok kolay gelse de zaman geçtikçe daha da zorlaşıyor du, Tuğba'yı çok seviyordum hastayken yanımda olan tek o vardı, ağlarken o ,gülerken o, yalnız hissettiğimde o. Düşününce benim için çok fazla şey yapmıştı ilk tanıdığımız zamandan beri onu terslememe rağmen hemde her şeye rağmen bana karşı bile yanımda olmuştu. Her şeyden önce bana bir kız kardeş olmuştu yalnızlığımı benle paylaşmıştı.
Ne kadar da özlemiştim onu...
"Bende beğenmiyorum şahsen rengini." Aniden gelen sesle irkilip kapıya döndüğümde İpek kapının pervazına yaslanmış kolarını birleştirilmiş beni izlerken gördüm.
" neyin?" Dedim aptal bir ifadeyle, gözleriyle sabahtan beri izlediğim duvarı işaret etti." Duvarın rengini, küfreder gibi bakınca Dedim herhalde miden filan bulandı rengine." Dedi sanki çok mantıklı bir cümle kurmuş bir edayla.
Derin bir nefes verip yataktan aşağı ayağımı sarkıtıp soğuk zemine düğmesine izin verdim. Düşüncelere o kadar dalmışım ki uyandığımdan beri saatlerdir duvarı izlediğimi şu an fark ediyordum.
" dün akşamki görüntünün aksine berbat görünüyorsun."
"Çok iyi moral verdiğini söyleyen oldu mu?"
" her zaman." Dedi gülümseyerek, dün akşamki konuyu açıp daha detaylı bir şekilde konuşlmak istesem de bunun onu yaralamaktan başka bir işe yaramayacağını fark edip Çenemi kapatım. Ayağa kalktığımda omuzlarımı haraket ettirerek esnedim.
" dün akşam Sanrı sana yüzmeyi mi öğreti? " Dedi şaşkınlıkla kaşları çatılırken.
Nereden anlamıştı El?
" Evet." Dedim sanki çok normal bir şeyden bahsediyor gibi. Dün akşamı düşündükçe nefesim kesiliyor elim ayağım bir birine giriyordu, kalbim gereksiz bir atışla atıyordu.
Yine mi panik atak geçiriyordum?
" nereden biliyorsun?"Dedim dayanamayarak sorarken.
" Nehir görmüş, aranızda ne var diye sabah Sanrı'ya nutuk çekerken duydum." Dedi benim ifademi tartarak.
Nehir neden benle Sanrı'ya bu kadar karışıyordu anlamıyorum, neydi bu?
Ona neydi ?
Kıskanmış olmasın El?
Ne için?!
" ne?"
"Evet senden uzak durması mesafe çekmesi için uzun bir konuşma yaptı öyle ki bir ara uyuya kaldığımı sandım kapıyı dinlerken. Tanrım şam şeytanı hiç yorulmuyor."Dedi Kendi kendine yüzünü buruştururken , dalgın bakışlarım önüme döndüğünde derin bir nefes aldım.
![](https://img.wattpad.com/cover/352833884-288-k455345.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikizler
General FictionElena Yıllar sonra varlığından haberi dahi olmadığı tek yumurta ikizi sanılıp kaçırılır, onun yerine zorla geçirilir. ☆ "Boğulmana izin vermem Elena." " beni boğan sen olursan" "Ölmekten korkuyor musun." " herkes korkar." "Sen korkmuyorsun am...