36

130 12 1
                                    

36

Tek başıma sedyede oturarak 2 saatimi devirmiştim, tam olarak vücudumun gücünün yerine geldiğini hissetsem de mental olarak kendimi daha kötü hissediyordum.

Sanrı hala yanıma gelmemişti, İpek bşr kez bile uğramamıştı. Yine yalnız bir şekilde kalmıştım, sedyede sesiz bir şekilde otururken Dizlerimin kendime çekmiş yorgun bir şekilde duvarı izliyordum. Kolarımı sıkı sıkı sardığım dizlerime kafamı yaslamıştım , kapıyı izliyordum sabahtan beri gelecek mi diye ama hayır hala gelmemişti. Her geçen saniye umudum yitip giderken gözlerim ara ara kameralara değiyordu. Oraya her baktığımda Afra'nın orada odlupunu düşünüp daha da iyi hissediyordum kendimi.

Kapı yavaçla açıldığında kafamı dizilerinden kaldırıp daha dikkatle baktım kapıya, kara hareler görüş açıma girdiğinde yüzünü turladı gözlerim. Sesiz adımlarla yanıma geldiğinde dikkatle yüzüne bakıyordum ama tek bir kelime bile etmeden bir elini bacaklarından geçirdi, diğer elini ise belime sarıldığında birden kendimi onun kucağında bulduğumda bşr ley demeden sesizce beni taşıdı.

Bir tepki beklesem de bir ley demiyordu sesizdi kara haraleri her zmaankş gibi şeffaf değildi, bakıyordu ama boş bakışlarla, merdivenlerden çıkıp odasının önüne geldiğimizde kapıyı açıp girdik, ardımızdan ayağı ile kapatıp bana bakmadan beni yatağa bıraktığında hala dikkatle onu izliyordum.

Korkuyordum, o kadar çok korkuyordum ki bana bir şey yapabileceğine değil benden nefret edip benden vazgeçmesini korkuyordum. O an daha da iyi anladım bu kadar zamanda içimde ne kadar yer edinebilirsiniz edindiğini. İki eli de üstümdekinin eteklerinden tutup yukarı kaldırdığında nalaötatak çıkarması için ona izin verip kolarımı havaya kaldırdım. Çıkarıp kenara atı, altındaki şort eteğin düğmesini açıp fermuarını indirdi elleri dikkatle işine devam ederken kaşçamdan aşağı sıyırdı şortu. Şort etek yara olan dizlerime sürtüğünde engele olamadığım bir inişi kaçtı dudaklarımdan saniyeler sonra gözlerinde bir iagde gördüm şortu çıkarıp diğeriyle aynı yere götürdüğünü dizlerime bakıp iç geçirdi. Yavaşça dizlerime yaklaşıp iki dizimi de yaralarından öptüğünde kalbimin teklediğini hissetim. Gözlerim onu izlerken bakışları bana döndü.

" sana Zakkum dediğim zamanı hatırlıyor musun?" Dedi sesi ne kızgın ne de mutluydu ifadesiz di.

"Evet." Dedim ayağa kalkıp dolabı çatı içinden bir şeyler çıkardığında ilk yardım kutusunu gördüm elinde.

"Sana ilk bir zehir odlupunu söylemiştim." Dedi bu sefer bana bakmadan dizinin üzerinde çöküp ilk yardım kutusunu açtı.

"Evet." Dedim tekrardan zar zor çıkan bir sesle.

" ama panzehirin de sen olduğunu söylemiştim." Dedi tekrar ,pamukla yaramıj etrafını iyice temizlerken.

"Evet." Dedim robota bağlamış gibi.

" neden bu kadar çabuk kabul ettin?"Dedi gerçek bir merakla, Kaşlarım çatırlıkem dediği şeyi anlamadım yüzüne baktığımda o bana değil yarama bakıyordu.

" neyi?"

"Bir zehir olduğunu?" Dedi afalayıp ona bakarken o ise yaramı üzerine bezle hafif hafif baskı yapıyordu.

"Sorgulamadın, bir zehir oldupunu biliyordun. Beni zehirleyennin sen olacağını söylediğimde de inkar etmedin." Dedi hatırlatma yapan bir robot edasıyla.

Hiç bir şeye inkar etmemiştim, ben sana zarar vermem dememiştim, zehirli değilim dememiştim, yaralarını sanırım dememiştim. Beni zehirleyen senken panzehirimde sensin Dediğinde onaylanmıştır ama diğerinde inkar etmemiştim.

ikizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin