37

131 13 8
                                    

Bol bol yorum💋
37

Kafamda bütün düşünceler bir birine girmişti , kalbim hiç olmadığı kadar yorgunlu ve dinlenecek bir liman arıyordu ama o limanı da şimdi kaybetmişti. Sanrının özenle sardığı yaralarıma bakarken zorlukla yutkundum gözlerim yaş düştüğünde nefesim boğazımı zorladı.

Kapıya vurup beklerken normalde kapının önünde olan taş kafa bu gün yoktu , bir dakika daha beklerken kapının açılması geçikti kaşlarım çatılırken elimi kapıya koyduğum an kapı geri gittiğinde korkuyla yutkundum içeri bir adam atarken olabildiğince sesiz olmaya çalıştım. Kapıyı asla açık bırakmazdı Tuğba tam tersi üç kez kilitlerdi kapıyı , kendini artık odasında bile güvende hissedemezken dışarının kapısını açık bırakmazdı. Birisi girmişti bu odaya

"Tuğba ?" Dedim korkuyla , korkuyla adımlarım devam ederken dikkatle etrafı süzdüm kimse yoktu tek bir çıt bile yoktu .kalbim korkuyla atarken dudağımı ısırdım stresle salonun kapalı kapısına bakarken kaşlarım çatıldı titreyen ellerimle kapıya uzandığıma durdum , bu bir tuzak olabilirdi biliyordum ama gitmezsem bu tuzağa girmezsem Tuğba ne halde olduğunu öğrenmezdim.

Zorlukla yutkunurken derin bi
Nefes almaya çalıştım düşünmeme fırsat vermeden kapı kolunu tutup aşağı indirdim. Kapı açılsa da ittirip içeriye bakma gücünü kendimde zor bulurken Bir anlık cesaretle açtım.

Gözlerim boş odanın içine dolaşırken  Gördüğüm yüzle kanım dondu , kalbim cam kırıklarının ortasına düşmüş gibiydi kara gözlere bakarken. İfadesiz gözleri şimdi daha karanlıktı. GöLerimi kırpmadan yüzüme bakarken konuşacak gücü
Kendimden bulamadım. Ellerim titrerken kalbim korkuyla attı

" sanrı?" Dedim tok bir sesle. Dişlerini öyle bir sıkıyordu ki gözlerindeki öfke canımı yaktı , beni test etmişti ona ihanet edecek miyim diye beni test etmişti ve ben teste yenik düşmüştüm. Gözlerimin içi yanarken kafamı iki yana salladım koltuğun kenarlarını tutuğu eli öyle bir
Sıkıyordu ki koltuğu zorlukla yutkundum.

" bana ihanet ettin..." dedi sesi o kadar karanlık ki bu onu ilk gördüğüm anlardan daha karanlık ve tehlikeli Olduğunu hissetim kalbim korkuyla atarken bakışlarıyla bile arkamı dönüp kaçmak istedim beni dokunuşuyla ,bakışıyla , sesiyle beni rahatlatan adam şimdi ise benim katilim olacak gibi bakıyordu. Öyle bi bakıyordu ki kalbimdeki yaraları sarabilecek adam tekrardan kalbimi yaralayan adama dönüşeceğini hissetim.

Bu daha büyük bir korku saldı kalbime.

"Sanr-"

" bana zehrini akıtın..." dedi tehlikeli bir gülüşle baş parmağı ile sertçe dudağının kenarını kaşıdı. Tek kaşını kaldırdığında gözleri tekrar gözlerime döndü ama bu öyle bir bakıştı ki o an bakışlarıyla bile ölebileceğimi sandım.

" anlatamama izin ver..." dedim ona bakarken üzerindeki sakinlik bir celladın can almadan önceki sakinliğiyle eşti. Kalbim ona her şeyi anlatmak için çırpındı ama bunu benim için değil ama Afra için yapamadım.

Anlatsam Afra'yı kaybedebilirdim anlatmasam sanrı'yı, iki türlüsü de benim için sondu ama ben kendimi düşünmüyordum ben onu kaybetmekten korkuyordum ona alışmıştım onsuz kalmakta En korkutuğum şey başıma gelmişti onsuz nasıl yapacağımı bilmezken şimdi ise onunla sınanıyordum.

" biliyordum ." Dedi büyük bir sakinlikle. Kafasını yana yatırdığında elinde tutuğu telefona baktı göz Ucuyla " ama yapma istedim , bir kez olsun. Güvenmek istedim..." dedi sözleri kalbime birer birer hançer sokarken gözümden düşen yaş
Yeri boyladı bakışlarını görmemek için gözlerimi sıkıca kapatım.

ikizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin