14
Bütün yol boyunca sesiz bir şekilde kenarıda oturmuştum ,öyle bitkin hissediyordum ki kendimi kılımı kıpırdatacak halim yoktu bu fiziksel olarak değilde ruhsaldı. Öyle ki Nehir bacağımdaki ve çantamdan silahı alıp kendi kaldırmıştı. Bütün yol boyunca kafamı geriye yaslamış sadece önüme bakarak olanları düşünmüştüm geçirdiğim panik atağı , yaşadığım gerilimi, herkesin beni Afra sanmasını ve en önemlisi Sanrı'nın beni sakinleştirmesini.
Yol boyunca Sanrı ise bana not veren adamı bulmak için İpek'le beraber bilgisayar başındaydı. Öyle ki eve geldiğimizde bile yüzüme bakmadan direkt içeri geçmişti bu nedense canımı sıksa da gereksiz duygularıma göz devirip benim için ayırdıkları odaya girmiştim, ilk defa sanırım kendi isteğimle bu odaya giriyordum aynanın karşısına geçtiğimde ilk baş saçındaki tokaları çıkardım masanın üstündeki ıslak mendili alıp yavaş yavaş yüzümdeki bütün makyajı arındırmaya başlamıştım. Aklıma Tuğba'nın gelmesiyle buruk bir şekilde gülümsedim.
'Boya küpüne döndün Tu, ressam olacak insan mışsın.' Elimdeki elmayı yerken yine canım sıkıldığı için ona sataşmıştım.'abartma El, ayrıca senin de biraz ihtiyacın var uykusuzluktan göz altların çökmüş gel buraya kapatalım ,biraz da alık sürerim hem.' Yüzümü ekşiterek kaçtığımı hatırlıyordum. 'Anlamıyorum her gün nasıl bunu yapmaya üşenmediğini. ' Dediğimde aynadaki yansıması bana gülümsemişti. 'Güzel olmayı seviyorum hissetmeyi seviyorum, bir gün hayatımın aşkıyla karşılaşırsam bunu çirkin bir halde olmasını istemiyorum her saniye güzel olmalıyım.' Tanrım o gün en az bir saat makyaj yapmıştı ,en son onu bırakıp gitmekle tehtid edince korkup benle gelmişti.
Şu an da onu terk ettiğimi düşünüyorum olabilirdi , bana kızgın mıydı bilerek gittiğimi mi düşünüyordu? Belki de annem gibi olduğumu düşünüyordu. Düşüncelerin acı yüzüyle gözümden bir damla düştü ,beyaz rengi kaybolan ıslak mendili kenarıdaki çöpe attığımda kapı çalınıp gel dememi beklemeden açıldı. Kimi görmeyi bekliyordum bilmiyorum ama İpek'in geldiğini görünce düşen omuzlarıma ben bile anlam veremedim.
" kül kedisi bitti mi işin." Dedi içeri girip yanıma gelirken, arkama gelip sabahtan beri uğraştığım ama açamadığım sırt fermuarımı açtığında gülümsedim ona. Burada bana kötülüğü dokunmayan tek kişiydi bunlara göz yumuyordu evet ama kötünün iyisi olduğunu söyleyebilirdik.
" bana sigara sözün var üstünü giyin bekliyorum yanına kahve ya da çay yapıcam ne içersin?"
" çay." Dedim uykum kaçmaması için kafa sallayıp arkasını dönmüştü ki seslenmemle durdu.
" dışarı çıkmam yasak değil mi?" Tek kaşını kaldırdı Sözlerimin üzerine.
" burası kale gibi kül kedisi odandan çıkabilirsin , bahçede gezebilirsin, hiç biri yasak değil sadece ilk geldiğin zamanlar kendine zarar verirsin diye odanın kapısında birisi vardı artık yok istediğin gibi gezebilirsin." Sözleri üzerine çok fazla durmayıp odadan çıktığında derin bir nefes alıp önüme döndüm.
Üstümdeki elbiseyi tutup dolaptan şort ve askılı alıp banyoya geçtim, rahatsız elbiseden kurtulup üstüme rahat şeyleri giydiğimde derin bir nefes aldım. Elmacık kemiklerimdeki parlatıcı yeni fark etmemle bir tane daha ıslak mendil alıp orayı da sildim. Sonunda odadan çıktığımda bir çok kez geçtiğim koridordan bu sefer tek başıma geçtim rahat bir şekilde.
Evden çıktığımda çıplak ayaklarım çimenlere değmesiyle huylanıp gülümsedim, derin bir nefes alırken temiz hava çiğerlerime doldu uzun süre sonra gerçekten de iyi hissediyordum eskiye nazaran.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikizler
General FictionElena Yıllar sonra varlığından haberi dahi olmadığı tek yumurta ikizi sanılıp kaçırılır, onun yerine zorla geçirilir. ☆ "Boğulmana izin vermem Elena." " beni boğan sen olursan" "Ölmekten korkuyor musun." " herkes korkar." "Sen korkmuyorsun am...