Akın bey hakkında neler öğrenmiştim neler, karısı aldatmadan önce zaten kendisinin bir erkek arkadaşı varmış. Karısına hiç gerçekten dokunmamış ve çocuğu tedavi merkezinde olmuş.
Bunlar keyfimi biraz da olsa yerine getirmişti, yolda yaptığım araştırmalar sonucu on yıllık sevgilisinin öldüğünü öğrendim. Onun yasını tutuyor olması daha muhtemeldi, ölen sevgilisininde onu nasıl kullandığını da öğrenmiştim.
Sevdiğin tarafından kullanılmak kadar boktan bir şey daha olamazdı. Elimdeki kanıtları, adamın başka kadın ve adamlarla olan görüntülerinin olduğu fotoğraf, video ve yazışma kayıtlarının olduğu flash belleği pantolonumun cebine attım.
Yayla evine vardığımda, işten gelen bir işadamı görüntüsündeydim. Vücuduma oturan takım elbisem, laptop çantam ve kunduralarımla gayet giderim vardı.
"Beni özledin mi bakalım?" Yüzüme bir süre bakıp ayağa kalktı, odasına girmeden söylediklerimle dondu olduğu yerde.
"Yalçın Akbaba.... hakkında öğrendiğim şeyleri tahmin bile edemezsin." Yüzü bembeyaz olmuştu, kocaman olan gözlerini yüzüme çevirdi.
"Sen... sen.." konuşacak, söyleyecek birşey bulamıyordu anlaşılan.
"Ben gayet sakin bir insandım aslında, seni hiç sevmemiş bir adamın yasını tuttuğunu öğrenene kadar oldukça sakindim. İlk kez birinin ölüsüne bile sıkmak istedim, seni bu kadar rahat kullandığı için ondan nefret ettim."
Dolan fırtınalı gözleri yüzünden üzülsem bile gerçekleri öğrenip, olmayan bir aşkın yasını tutmaktan vazgeçmesi için bu adımı atmam gerekiyordu.
"Eğer bana inanmıyorsan burada her bir gerçek kayıtlı, bak, incele ve o pisliğe ait tüm hislerinden kurtul. Sen onun gibi umut hırsızlarından daha iyisine layıksın." Laptop ve flash belleği masaya bıraktım ve odama girmek için kapımı açtım.
Koluma sarılan buz kesmiş parmaklar yüzünden olduğum yerde kalmıştım. Dolu gözleri, yaşlarını yağmur misali yanaklarına doğru yağdırırken ellerim istemsizce yanaklarına uzandı.
"Yalan söylüyorsun değil mi? Seni üzdüğüm için beni üzmek istiyorsun, o yüzden değil mi?" Kafamı iki yana sallayıp onu kollarıma çektim, sıkıca sarılıp kokusunu içime çektim.
"Gerçek olmasa, senin onu sevdiğin gibi seni severek ölmüş olsa senden vazgeçerdim. O pislik seni hiç hak etmemiş, senin paranı, zorlukla kazandığın paranı başkalarıyla yemiş."
Kolları belime sarıldığında nefesim kesildi, ilk kez bana bu kadar yakın olması yüzünden kalbim durmak üzereydi. Onu laptopun başına götürüp tüm kanıtları önüne sundum, o ağladı ben kahroldum. O hıçkırdıkça benim nefesim kesildi.
Gece olupta gözyaşları son bulduğunda elini boynuna uzattı, eski gümüş bir kolye vardı boynunda. İçindeki yıpranmış fotoğrafı çıkartıp güllerin dibine doğru attı.
"Ondan bana kalan tek güzel şey güller olacak, artık güzel hatıralarımın yalan olduğunu biliyorum. Teşekkürler Devran."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşe Ateşle
General FictionTorununun suçu yüzünden kaçırılan Akın Kaçırdığı adama umutsuzca aşık olan Devran