Günlerim sürekli Akın'a hediyeler verip, bir kaç öpücük çalmakla geçiyordu. Mutlu oldukça daha yakın davranıyordu bana, bende keyfini çıkartıyordum.
Birgün Osman bana hediye gelen şarapları getirdi, her türden şarap yollayan bir tanıdığım vardı. Yıllar önce ailesiyle onun en zor zamanını en karlı zamanları olacak şekilde düzeltmiştim, hala bana kendi firmasının şaraplarını yollardı.
Osman ve adamlar mahzene şarapları indirirken Akın yanıma geldi ve çekingen bir hareketle koluma sokuldu. Bu aralar bunu çok sık yapmaya başlamıştı ve bu beni fazlasıyla mutlu ediyordu.
"Bu kadar şarap benim için mi?"
"Benim neyim varsa senin, sormana gerek yok." Başını hafifçe omzuma yasladığında Osman bize doğru gülümseyerek yaklaştı.
"Reis şişeleri dizdik, başka isteğin var mı benden?" Kafamı sallayıp yanıma çağırdım daha fazla.
"Şu konak vardı ya hani, biraz pahalı gelmişti sana..."
"Gülistan Konağı'nı diyorsun.." başımla onayladım.
"Onu alıyoruz, Akın Denizoğlu adına."
İki kafa aynı anda bana döndüğünde, birinde hayret vardı, öbüründe anlayış. Akın bana büyük bir hayretle bakıyor, ne diyeceğini bilemez gibi duruyordu.
"Sen gülleri seviyorsan, ben sana dönümlerce gül fidanlığı olan konaklar alırım. Sen şarap seviyorsan, ben sana mahzenler dolusu şaraplar alırım. Başka seni mutlu edecek, gücümün yeteceği ne varsa ben senin önüne sererim." Akın dolu gözleriyle bana baktı bir süre, sonra Osman'a dönüp konuştu.
"Müşterek tapu olsun... ikimizin imzası olan bir evrak olsun değil mi? Başka bir tanesi bu ülkede mümkün değil çünkü."
Son cümleyi kulağıma fısıldadığında hızla ona döndüm, bana sonunda yeşil ışık yakmıştı. Osman benim cevabımı beklediği için ona döndüm.
"Müşterek olsun Osman, sevdiğim ne diyorsa o." Osman içten bir gülümsemeyle selam verip çıktığında Akın'a döndüm.
"Seni öyle bir öpesim var ki, tatlı komasına sokarsın sen insanı. Kurban olsun bu adam sana." Kollarıma aldığım sevdiğimle birlikte koltuğa oturdum, sırtını göğsüme yaslayıp sımsıkı sarmıştım.
"Devran, beni hiç üzme tamam mı? Yalan da söyleme, eğer bıkarsan ileride söyle bana." Boynuna sıkı bir öpücük kondurup çekildim, çenemi omzuna yaslayıp yanaklarımızı birbirine yapıştırdım.
"Senden asla bıkmam, asla yalan söylemem ve üzmediğim gibi üzeninde yanına bırakmam." Kollarımda sevdiğimle ne kadar orada oturdum bilmiyorum ama bir süre sonra kollarımda masumca uyuduğunu fark ettiğimde tattığım huzuru biliyorum.
Aklımdaki Akın'ı Trendyol modelinde buldum millet... Akın tam olarak bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşe Ateşle
General FictionTorununun suçu yüzünden kaçırılan Akın Kaçırdığı adama umutsuzca aşık olan Devran