30. Bölüm ❲Muhtemelen❳

550 93 102
                                    

(hatirlarsaniz hyunjin'in ragnar'i yakalayisinin 3 saat oncesini anlatiyordum birazdan simdiki zamani anlatacagim.)

Hyunjin, Siwon'un malikanesinin patika yoluna saptığında elini cebine atıp telefonunu çıkardı ve Siwon'un numarasını tuşladı. Tam tahmin ettiği gibi tek çalışta açılmıştı.

"Alo, hyung patikaya saptım, kırmızı spor bir arabayla geliyorum. Seninle konuşmam gerek."

"Tamam Jinnie, seni bekliyorum." diyip konuşmalarını bitirdiler.

Hyunjin Siwon'a gelmeden önce hep haber verirdi çünkü bir kale gibi korunan malikanesine farklı bir arabayla elini kolunu sallayarak giremezdi. Girerse de kevgire dönerdi. Ormanlık alanın içine gizlenmiş kameralarla çoktan Hyunjin'i gördüklerine emindi.

Malikanenin normalde sarmaşıklarla kaplı ama bu mevsimde yalnız kuru dalları kalmış olan yüksek beton duvarlarını gördüğünde hızını yavaşlattı. Büyük giriş kapısının önünde her zaman olduğu gibi 6 adam bekliyordu.

İkisi gelen arabayı kontrol eder tanıdık değilse arama yapar, eğer araba temizse kapıda bekleyen iki adama işaret verirlerdi. İşareti alanlar kapıyı açar ve kalan ikisi de arabayı otoparka yönlendirirdi.

Yine aynısı olacaktı fakat Hyunjin arabayı arama faslıyla vakit kaybetmek istemediği için camı açıp kapıdakilere baş selamı verdi. Tanıdık simayı gören ikili direkt kapılara asılıp sürüklemeye başlamıştı. Kuru sarmaşık dallarının sardığı büyük demir kapı gürültüyle açıldı.

Hyunjin'i boş bir park yerine yönlendiren ikili Hajoon ve Hayoon'du. Birbirlerine tek yumurta ikizi kadar benzeyen izbandut kılıklı ikiliyi Siwon yanından hiç ayırmazdı. İkili Siwon'un sağındaki ve solundaki yerlerini alır, iri yapıları sayesinde Siwon'un kabadayı kimliğini güçlendirirlerdi.

Siwon'un yıllardır yanından ayırmadığı en güvendiği iki adamıydı Hajoon ve Hayoon. Haliyle Hyunjin'in de öyleydi. Siwon onları muhtemelen Hyunjin'i karşılamaları için kapıya dikmişti. Hyunjin'in başının dertte olduğunu biliyordu.

Hyunjin kontağı kapatıp almak için binbir uğraşlar verdiği anahtarı yerinden çıkardı. Binerken yan koltuğa fırlattığı telefonunu da alacakken aklına gelen kurnazca fikirle sırıtmıştı.

"Bakalım aklın yüzünden mi bu kadar özgüvenlisin yoksa özgüvenin yüzünden mi akıllı olduğunu sanıyorsun kırmızı kafa." diyip telefonu arabada bıraktı.

Arabadan iner inmez Hajoon her zamanki gibi "Hoş geldin prenses." diyerek karşılamıştı siyah saçlıyı. Hyunjin de alışkınlıklarını bozmadan Hajoon'un pazusuna bir yumruk indirip "Kimmiş prenses?" dedikten sonra birbirlerine uzun uzadıya sarıldılar.

Arabanın sağında kalan Hayoon seslice boğazını temizleyip onlara ayrılmalarının sinyalini vermişti bile. İkili ayrılınca "Evine hoş geldin Hyunjin." diyerek karşıladı Hayoon.

"Hoş buldum hyung."

Hyunjin, Hayoon temastan hoşlanmadığı için müteşekkirdi, uzaktan onları izliyordu. Karşılanması bitince yapması gerekenleri hatırlayıp konuşmaya başlamıştı uzun boylu. Kırmızı saçlının uyanık olması ihtimaline karşı ses tonunu düşürmüş, Hajoon'un kulağına eğilmişti.

"Hyung bagajda bir paket var. Zor bir paket, akıllı da. Ben sıkıca bağladım ama siz gevşetin. Bırakın kaçsın. Hatta kendisi kaçabildiğini sansın. Peşine de birkaç adam takıp gittiği yeri bana bildirin. Adını, soyadını, işini, bağlantılarını da bulun."

Hajoon siyah saçlının sözleri biter bitmez onu onaylayıp işe koyulmuştu. Hyunjin sesini yükseltip arabanın sağında büyük bir sakinlikle ona emir vermesine bekleyen Hayoon'a döndü.

Redolent | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin