17. Bölüm |M|

374 37 68
                                    


Wooyoung banyodan çıkmak için San'ın bornozuna sarılırken saçını eline geçen havluyla kurutup bir köşeye koyarak karşısındaki buharlanan aynaya bakmıştı.

Banyoya girdiğinden beri San'la arabada yaşadıkları sahneyi aklından atamıyordu. Kendi evinde de böyle bir sahne yaşamışlardı ama o sahne bu durumun yanından bile geçemeyecek gibiydi. Bu kez yaşanan durum biraz daha şeydi onun için... Aslında bunu aklından geçirirken bile aynadaki yansımasından anladığı kadarıyla yüzü anlamlı bir şekilde gülümsemişti.

Adımlarını San'ın odasına doğru atarken aynı zamanda onun da odaya girdiğini gördüğünde nefesini tutmuştu çünkü kafasındaki düşünceleri henüz atamamışken onu odanın içinde görmek iyi gelmemişti.

San odada gözlerini gezdirip kapalı perdeyi görünce güldü. "Perdeyi kapatarak iyi yapmışsın, bunların ne yapacağı belli olmaz." Gözleri Wooyoung'a döndüğündeyse banyodan çıktığını fark etti ve ceketini çıkarıp askıya asarak onun için edişelendi. "Üşüyeceksin giyin üstünü."

San'ın ona kendi istediği gözle bakmaması yüzünden ona doğru bir adım atıp yutkunmuştu. Dikkatini çekmek için "San." demişti.

Wooyoung'un bedenine baştan aşağı alev topu kaplamış bir şekilde sıcaklık yayılmıştı.

"Hım?" San bu kez de ona bakmadan saatini çıkartıp masasına koyarak saçlarını geriye atıp az önce arkadaşları yüzünden yorulduğu için derin bir nefes aldı, onları taşıdığı için yorulmuştu.

"San?" Wooyoung tekrardan seslendi, şu an gerçekten bir kez bile ona baksa gözlerindeki ifadeyi görüp yaklaşabilirdi ama tekrardan bakmaması ona seslenmesine sebep olmuştu. "Bana bakmanı istiyorum."

"Ne oldu?" San endişelenip ona döndüğünde bedenini masaya yaslanıp oraya dayandı, kendisine doğru ilerleyen çocuğu görünce tehlikeli gelişi fark etmişti. Tek kaşı sorgular gibi yukarı kalkarken gözleri de kendi bornozunun içindeki çocuğu süzdü. "Wooyoung?"

Wooyoung sessizce yatağa oturarak gözlerinin içine doğru bakmıştı, yanına oturmasını istiyordu bir nevi gözleriyle çağırıyordu aslında. "Arabada başlamak istediğin şeye devam etmeni istiyorum."

San aldığı karşılıkla birden yaslandığı yerde doğruldu. Kendisine istekle bakan gözler yüzünden derin bir nefes almak zorunda kalmıştı. Wooyoung tekrardan cesaret alıp kendisine karşı bir adım atıyordu.

"Başlamadan önce bana bir şey söyle," demişti San ona doğru adımlarken.

Wooyoung'un uzattığı elini tutarak dizlerinin üzerine doğru oturmuş, yatakta oturan çocuğun yavaşça sol bacağını aralamıştı ve bunu yaparken göz temasını da kesmemişti. Bornozu biraz olsun açılmıştı ama bu sadece bacağının açılmasını sağlamıştı.

San ne diyeceğini unutmuş gibiydi, gözleri oraya odaklı bir şekilde bakarken kafası da oraya doğru yaklaştı ve bacak içine doğru kafasını yerleştirirken gözlerini kapatıp öpücük bıraktı oraya. Wooyoung ise kısık bir nefes alarak heyecanına ortak olmuştu.

San kafasını kaldırıp tekrardan ona baktı, göz teması kurup bir kez daha aynı şeyi yaparak bu kez daha da iç bölgeyi öpüp heyecanlanan çocuğu yerinde kıpırdatmıştı.

Ellerini nereye koyacağını bilememişti Wooyoung, yatağa bıraksa altındaki çarşafı sıkacaktı bir yandan da San'ın saçlarına daldırmak istiyordu ama bu aşamada bunu daha da tehlikeli bir hale getirebilirdi. Sakin bir şekilde yatağın üstünde avuç içleri aşağı bakacak şekilde dümdüz tutmayı seçmişti.

San sonunda ne soracağını hatırlayınca "Kendini gerçekten tamamen bana mı bırakıyorsun?" diye sormuştu ona bakarken, diğerinin bunu yaptığını bile bile tekrardan onayladığını görmeye ihtiyacı vardı.

mon contraire |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin