22. Bölüm

243 36 32
                                    


Wooyoung ailesinin olduğu eve San'la birlikte geldiği gibi yemeğe geçmişlerdi.

Geldiklerinden beri annesinin imalı laflarını duyduğunda geri atağa başlamıştı, eskisi gibi sakin birisi değildi artık. Özellikle San'a yaptığı imalar yüzünden kendisini sakin tutamıyordu.

San onun annesine olan saygısını bozmayıp cevap vermemeyi seçince Wooyoung bu durumdan oldukça memnun kalmış kendisi onun yerine bir bir cevapları vermeye başlamıştı. Bir yandan yemeğini yiyip bir yandan da annesine cevap veriyordu.

"Wooyoung'un durumunu ne zaman öğrendin?" Annesi tekrardan San'a odaklanarak soru sormaya devam etmişti. "Ne zamandan beri maddi durumunu öğrendin de ayartmaya çalıştın?"

San yerinde gerilmeye başladı ama yine de susmuştu çünkü bacağında onun için duran bir el vardı.

"Onu ayartan bendim." dedi Wooyoung gülerek ve annesinin odağını kendisine çekti yeniden. "Bizi neden çağırdın? Geldiğimizden beri saçma sapan şeyler sorup duruyorsun. Böyle devam edeceksen gidelim biz artık."

Ayağa kalktığında San'a bakmıştı, o da sessizliğini koruyarak ayağa kalkmıştı. San diken üstünde zar zor bir şeyler yemişti Wooyoung'un aksine ama ne zaman bir şey olsa Wooyoung'un bakışları sayesinde yumuşuyordu, gerginliği yine geçiyordu.

"İzin vermiyorsun ki konuşmasına. Ayrıca baban seninle bir şey konuşacak, kardeşinle birazdan gelir. O gelene kadar bekle."

Wooyoung yine bir şeyler döndüğü için hiçbir şey söylemeden elini San'a uzatmıştı, annesinin inadına yapar gibi davranıyordu ve oldukça keyfi yerindeydi. San uzatılan elini tutunca sırıttı.

"O zaman biz odamdayız."

"Wooyoung neden böyle yapıyorsun?" Annesi isyan eder gibi konuşmuştu. Geldiğinden beri San'a izin vermeden kendisi bir şekilde önünü kesip cevaplıyordu bu durumu fark ettiğinden beri memnun değildi. San'ı tanıyamamıştı bile.

"Yaptığım bir şey yok." diye karşılık verdi Wooyoung ve tekrardan yanındakine döndü. "San hadi odama çıkalım."

Arkasına bile bakmadan San'ın elini çekiştirerek kendi odasına çıkıp kapıyı kapattığı gibi San'a sarılmıştı. İlk defa sakinleşerek derin bir nefes alabilmişti.

San kollarını ona doladı. "İyi misin?"

"İyiyim. İyi ki benimle geldin. Böyle saçma sapan şeyler sorduğu için özür dilerim, cevap vermeyip benim konuşmama izin verdiğin için de teşekkür ederim."

"Sen yeter ki iste." derken yüzü gülmüştü San'ın. Az önceki haline göre şu an kendisine yanaşıp sakinleşmesi ona kendisini önemli hissettirmeye bile yetmişti.

Wooyoung dayanamayıp başını kaldırarak San'ın kollarındayken uzanıp dudaklarını buluşturarak öpmeye başlamıştı. O kadar sinir olmuştu ki aklının bir köşesinden hâlâ aşağıdaki olaylar geçiyordu ve kendisini toparlayabilecek tek kişi oydu. Kollarıyla onu iyice sarıp üstüne doğru çekerken San kendisinin yatağa doğru çekildiğini fark edince gözlerini açtı.

Wooyoung onu sardığı kollarını indirip San'ın önüne getirerek kemerini çözmüş iki yana doğru açarken San birden geriye çekilip onu öpmeye bırakmıştı.

Geriye çekilen adama bakan Wooyoung onu kıyafetinden tutup üstüne doğru iyice çekerken ne kadar istekli olduğunu görmesini istemişti ama San onun ne yapamaya çalıştığını anlayıp tekrardan geriye çekilerek açılan kemerini düzeltmeye başlamıştı.

mon contraire |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin