14. Bölüm

222 31 53
                                    


Mingi, iki evin ortasında duran kararsız kişilere göz gezdirdi. "Evet, plan nedir?"

"Üçerli halde yarımız San'a yarımız Wooyoung'a gidelim." dedi Yunho.

Seonghwa olumsuz anlamda başını salladı. "O zaman taraf tutuyormuşuz gibi olur geri kalanımız da diğerinden laf yer."

"İyi o zaman bugün Wooyoung'a gidelim yarın San'a gidelim." Bu kez Jongho konuştu.

"O da olmaz."

Hongjoong derin bir nefes alarak olaya müdehale etti. "En iyisi biz bahçede oturalım zaten ortakmış gibi oluyor, anca sığıyoruz hem bir şekilde ortama bakarız bir dahaki buluşmayı ona göre ayarlarız."

Yunho, "Bizim yüzümüzden tekrardan aynı ortama girmek zorunda kalacaklar ama." demişti.

"Bu konuyu konuşmuştum ben," diye böldü Yeosang. "Aramız iyi dedi Wooyoung."

"O zaman iki tarafın da kapısını çalıp bahçede olacağımızı haber verelim." Hongjoong onu onaylayarak devam etmişti.

Seonghwa, San'ın kapısına doğru yöneldi. Yunho da Wooyoung'un kapısına doğru gidip zile bastı. İki ev sahibi de kapıyı açtığında ortada duran arkadaşları ve yan kapıdaki kişiler dikkatlerini çektiği için önce bakışmışlardı.

"Biz bahçede birlikte takılalım diyoruz." Yunho ilk konuşan olmuştu, Wooyoung'a bunu derken sonrasında San'a bakmıştı. "Yani sizin için de bir sorun olmazsa birlikte takılalım, uzun zaman oldu."

Ev sahipleri için hiçbir sorun yoktu, aradaki bakışma da bunu onaylarken San kabul etti.

"Tamam geçin siz."

"Geliyorum ben de hemen." diye eklemişti Wooyoung da kapıyı kapatırken.

Bir sorun olmayacak gibi gözüktüğü için çocuklar evlerin arasından bahçeye doğru çıkıp yerleşmeye başlamışlardı. Tekrardan bölünüyorlardı aslında ama arada mesafe olmadığı için muhabbetler ortaklaşa yaşanıyordu.

San dışarı çıkınca Wooyoung da çok bekletmeden geldi ve arkadaşlarıyla selamlaşıp kendi bölgelerine oturdular.

Başta herkesin gözü onların üstündeydi, meraklıydı herkes ama kimse bir şey sormuyordu. Ortam daha gergin bir yere doğru gitmesin diye herkes susmuştu ancak ikili birbirlerine attıkları kaçamak bakışlar yüzünden yakalanmamak için zor duruyordu ve kimse de bunu fark etmemişti.

Wooyoung gülmemek için ciddi durmaya çalışarak arkadaşlarına odaklanmış, getirdikleri yiyeceklerden ağzına atarken kolu çekiştirilmişti.

"Benim yüzümden mi oldu?" Hongjoong sessizce Wooyoung'a doğru eğilip sormuştu. Ayrılma konusunu duyduğundan beri ne yaşandığını düşünüp durmuştu, yanlış anlaşılma bile olsa San ona kızgın durmuyordu an azından bu açıdan içi rahattı.

"Bu konuyu konuşmasak olur mu?" dese de bakışlarından cevabı almadan bırakmayacağı belli olduğundan bir şeyler söylemeye başladı Wooyoung. "Zaten anlaşamadığımız durumlar vardı, biraz erken başladık sanırım üstüne bu olay olunca güven sorunlarına yol açtı. Seninle bir ilgisi yok olay bizimle ilgili."

Başıyla onaylarken "Çok mu kötüydü?" diyerek yaşanan anı kastetti.

"Bizi dert etmeyin."

Gülümsemişti Wooyoung ancak diğeri bu gülümseyişi zorla yaptığını sanıyordu. Yaşadığı durumu sakladığını düşünmüştü. Wooyoung tekrardan San'a baktığında o da kendisine baktığı için bakışlarını çekmeye çalıştı hemen yoksa çok fazla belli edecekti ve herkes anlayacaktı.

mon contraire |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin