San gözlerini araladığında kolunun altıyla bedeni arasında kıvrılmış Wooyoung'u fark edince gülümsemişti aynı şeyi tekrardan yaşıyordu ama fark ettiği tek şey kendi evinde olmamalarıydı. Dün geceden sonra Yunho'ların evinde kalmışlardı belli ki, kıpırdanışı yüzünden yanında uyuyan çocuğu da uyandırmıştı."San?"
"Bizimkilerin evinde uyumuşuz." San iyice doğrulduğunda Wooyoung da yerinde kıpırdanmıştı.
"Kalktınız mı?" Yunho ikilinin sesini duyunca içerden bağırmıştı hemen. "Gelin hadi içeri."
San ayağa kalkıp esnedi. "Hadi gidelim yoksa başlar yine."
Wooyoung'un gözlerini zar zor açmaya çalıştığını görünce de kolundan tutup kalkmasına yardımcı olmuştu. Banyoya gidip Wooyoung'u kapıya yaslatıp kendi yüzünü yıkadıktan havluyla kuruttuktan sonra kendi işini halletsin diye bekledi ama onun hâlâ gözünü açamadığını görünce bu haline gülüp kendisi yönlendirmişti o da San'a ses çıkarmadan yüzünü yıkamasına izin vermişti.
Kapalı gözleriyle San'a doğru çevrilmiş yüzü havluyla silinirken San gülümsemeden edemiyordu.
"Kapıya çarpma." dedi banyodan çıkarken.
"Dün çok eğlendiniz bakıyorum bir ara kendinizden geçtiniz cidden." Masada Mingi'yle kahvaltı yapan Yunho ikiliyi görünce konuşmaya başlamıştı.
"Çok içtik değil mi? Danstan sonrasını hatırlamıyorum." dedi San boş sandalyeye otururken. Wooyoung'un yarım yamalak açtığı gözleriyle tabağına bir şeyler koymaya başlamasını izliyordu.
"Wooyoung'u kıskandın bir ara kavga çıkaracaktın çok komikti." Yunho hatırladığı sahneyle gülmeye başladı.
Masadaki diğer üçlü gülen çocuğun bahsettiği sahneyi bilmiyordu bu yüzden kimse bir şey anlamamıştı özellikle San şaşırmış gibi bakıyordu.
"Ne?"
San'ın yaptığı şeye karşılık Wooyoung sahneyi hayal edip güldüğünde Yunho'nun bakışlarını üzerine çekmişti.
"Sen hiç gülme San'a yapışmış bırakmıyordun resmen çocuğu, ayakta durmaya halin bile yoktu." dedi Yunho ve diğerini susturdu.
"Ben yoktum o ara merak ettim." Mingi de konuşmaya dahil oldu o an ortamda olmadığı için bu sahneleri kaçırdığına inanamıyordu.
"En son gördüğümde öpüşüyorlardı."
Yunho'nun sözüyle Wooyoung'un çubukları dudakları arasında kaldı San'ın gözleri Yunho'da kilitlendi Mingi'yse oflayarak geriye yaslandı.
"Nasıl ya ben niye görmedim? Tekrar öpüşün."
"Wooyoung herkesten tiksiniyordu San, senden gerçekten etkileniyor olmalı."
Mingi fark ettiği şeyle işaret parmağını ona doğrultup onay vermişti. "Kesinlikle."
Wooyoung o kadar gerildi ki, arkadaşlarına kızamadı çünkü zaten sevgili olduklarını sanıyorlardı onların bir suçu yoktu asıl suçlu kendisiydi San'la ne oldukları belli bile değil nasıl öpmüştü o da niye karşılık veriyordu ayrıca? Nasıl bu kadar kontrolünü kaybetmişti ki aslında korktuğu başına da gelmişti San ne zaman yaklaşsa diğerlerinde olmayan etkiyi ondan alıyordu, mutlaka farklı şeyler olacağı belliydi.
İkili tek kelime etmeden sessiz sessiz yemek yemeye çalışmıştı Yunho onların utandığını sanıp Mingi'ye işaret ederek gülmüştü, onlar da daha fazla ikiliyi sıkıştırmadan kahvaltı bitene kadar olayı açmadan susmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mon contraire |woosan|
Fanfiction"Senin yüzünden sosyal medyaya düştük Wooyoung." "Bence evim çok şirin oldu." (mon contraire fransızca'da benim tersim anlamına gelir)