>>Bölüm 8 ( KAYBETTİM)<<

146K 8.5K 1.1K
                                    

Bu bolum ( Lostprincess4) okuyucuma gelsin:)

Semra'nın elinden zorla kalemi almaya çalışırken tüm gücüyle bana direniyordu. Tüm kuvvetimle asıldığımda kalemi alabilmiştim ama kolumun dirseğiyle Altuğ'uya sert bir şekilde vurduğumu hissettim. Arkamı hızla döndüğümde acıyla yüzü buruşmuş hafifçe dişleri görünürken inleyen Altuğ'u gördüm. Sinirle tıslıyordu.

"Çok özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim." Üzgün gözlerle ona bakarken Semra arkamdan bağırdı.

"Ne özür diliyorsun. Daha fazlasını hak ediyor.Oh canıma değsin."

Semra'yı umursamadan dişlerin arasında bir şeyler fısıldayan Altuğ'unun ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. Gözleri arkama doğru kaymıştı.

" Gözyaşlarını sil. Diğerleri geliyor. Çabuk ol."

Hemen gözyaşlarımı iyice silerken derin bir nefes aldım. Kendini düşünmesi gerekirken bana burada talimat veriyordu. Kesinlikle bir numaralı aptal oydu.

Semra'ya döndüğümde onu zorla yerine oturttum. Diğerleri bir şey anlamamış gibi kendi hallerinde takılıyorlardı.

Semra arkasını dönüp hemen fısıltıyla bağırır bir şekilde sorularına başladı.

"Gerçekten seni öpmeye mi çalıştı? Seni seviyor muymuş? Oha bu zamana kadar iyi saklamış. Anlatsana ne oldu!"

Gözlerimi sinirle büyütüp içime derin bir nefes çekip sesli bir şekilde dışarı verirken imalı bakışlarımla Semra'ya dön önüne der gibi işaret verdim.

Sıkıntıyla önüne dönüp " Aman be anlatmazsan anlatma!" diye bağırdı.

Tüm gün boyunca her teneffüste beni dışarı sürükleyen Semra'nın sorularından bunalmıştım. Son teneffüste koridorda Semra'ya açıklamaya yapmaya çalışırken karşı sınıfın kapısına çıkmış Barkın'ı gördüm. Kollarını birleştirmiş ciddi bakışlarıyla Semra'ya doğru bakıyordu. Onun bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Bizi uzun zamandır rahatsız etmemesi beni geriyordu. Sonunda bir patlak vermesinden korkmuyor değildim.

Ben bir anda sessizleşince Semra benim nereye baktığımı anlamak için başını yavaşça oraya yere çevirdi ama Barkın çoktan sınıfa girmişti.

Semra'nın dikkatini başka bir şey çekmiş gibi beni dürttü.

"Altuğ sınıf kapısında. Gözlerini seni arıyor herhalde." Başımı hemen o tarafa çevirdiğimde Altuğ tam tersine Barkınların sınıf kapısına bakıyordu.

" Semra saçmalamayı kes. Onun benimle alakası yok. Sadece..." yine sözümü tamamlayamamış bir türlü Semra'ya doğru düzgün açıklama yapamıyordum.

Birden yanımızda Altuğ dikildiğinde ikimiz de şaşırmış ona bakıyorduk.

"Semra seninle biraz konuşalım." Başını gidelim der gibi salladığında Semra kızgın bakışlarını esirgemeden onu onayladı.

İkisi yanımdan ayrılmış koridorun diğer tarafına ilerlerken Altuğ başını Semra'ya doğru çevirmiş yüzünün yan tarafı görünürken dudaklarının kıpırdadığını gördüm. Şuan ne konuştuklarını deli gibi merak ediyordum. Sonra Semra'ya sorup öğrensem iyi olacaktı. Orada beklememek için sınıfa girip sırama geçtim.

Berfin sınıfa girdiğinde " İzel akşam maç yazısını gazeteye gönderecekmişsin. Hocan söyledi." Hemen bana haberi iletirken başımı onaylarcasına salladım.

Ders başlama zili çaldığında Altuğ ile Semra içeriye girmiş Semra'nın yüz ifadesi gayet normal duruyordu. Altuğ sırasına geçerken benim olduğum tarafa doğru bakmamıştı. Semra gelip sırasına oturduğunda " Sorma bir şey anlatmayacağım." Ses tonundan ne hissettiğini anlayamamıştım. Bunu burada konuşmayacaktım ama neden direk böyle söylemişti. Altuğ'a tekrar göz attığımda sırasına yayılmış diğer çocuklarla muhabbet ediyordu.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin