>>Bölüm 38 (MUM 2)<<

101K 6.8K 2.5K
                                    

(Öncelikle küçük bir açıklama yapacağım bu hikaye ileriye dönüş değil geçmişe bakışla ilgili bir şeydi. Gerçek hayat burası. Gerisi yaşanılmış olaylar. Onun için hikaye daha başlamadı dedim:)

MUM 2

ERKEKLERE TAŞ ÇIKARTAN DİŞLİ BİR RAKİP

Dinçer Holding'in kızı erkek varislere kök söktürecek gibi görünüyor. On dokuz yaşlarında olan Yasmin Dinçer babasının şirketini yöneteceğini söyledi. Peki bu nasıl olacak? Genç olduğu için yetersiz olarak düşünülen bu dişli varis bu düşünceleri çürütmek için ince zekasıyla insanlara cevap verdi.

'Fatih Sultan Mehmet on dört yaşında padişah oldu. Küçücük yaşta koskoca bir devleti o yönetimine almışsa ben de bu işin altından kalkarım Allah'ın izniyle. Akıl yaşta değil baştadır.'

Kumral ve ipeksi saçlarıyla göz kamaştıran genç ve güzel varis sözleriyle de diğerlerini şaşırtmış pek söylenecek bir şey bırakmamıştı. Okulu on yaşında bırakıp özel hocalarla çalışan Yasmin sadece bu amaç için kendini adadığı söylüyordu.

Konu bir zamanlar adı olaylara karışan abisi hakkında açılınca bu sorulara cevap vermeden hemen geçiştirmişti. Uzun zamandır Bedirhan Dinçer'in oğlu ortalıkta yoktu. Nerede olduğunu kimse bilmiyor ve Dinçer ailesi bu sorulardan olabildiğince kaçıyordu. Bedirhan Dinçer bir erkek varis yerine neden kızını seçtiği de merak konusu...

Başımı yavaşça yazıdan kaldırdım. Kağıdı tuttuğum el halsizleşmiş usulca koltukta bir yere serilmişti. Gözlerim önümdeki kadının kıvırcık saçlarında takılı kalmış lise de bütün yaşadıklarımı dün gibi hatırlamıştım. Beynimin içinden bir film şeridi gibi geçmişti her şey. Bir yazı bütün benliğimi alt üst etmiş diğer elimle beni çıldırtacak derecede ağrıyan başımı ovmaya başlamıştım. İlk aşkımla nasıl tanıştığımı ve onu nasıl kaybettiğimi böyle derinlemesine hatırlamak gerçekten beni şaşırtmıştı. Uzun zamandır bana veda eden anılar saatlerce oturduğum yerde beni tutsak etmişti. Nasılda küçücük bir haber yazısıyla beynime dolmuştu.Tesadüfen elime geçen bu kağıt parçasındaki resim bir kere daha bana o yılları hatırlatmıştı ve o yılların nasıl durmadığını hatırlatıyordu. Yıllar yürümemişti adeta dörtnala koşan bir at misali akıp geçmişti. Geçmişimi bir film edasıyla izlemiştim beynimde.Elimdeki kağıdı hafifçe kendime doğrultup göz ucuyla tekrar baktım. Yasmin babasının koluna girmiş karşındaki gazetecilere gülücüklerini saçıyordu. Boyu uzamış, serpilmiş ve daha kadınsı bir güzelliğe bürünmüş görünüyordu. Yüz hatları sertleşmiş ve asıl kişiliği oturmuş şekilde dimdik ayaktaydı. Eksik ve zıt olan bir şey vardı bu fotoğrafta. O yoktu. O hiçbir zaman yoktu. Şimdi de yoktu.

Kağıdı gördüğümde yan tarafa koyduğum şiir kitabımı ellerimin arasına alıp yavaşça son sayfasını açtım. İçinden çıkan küçük fotoğraf kucağıma doğru yavaşça kaydı. Bu resmin burada olduğunu tamamen unutmuştum. Resme bakarken yüzümde hüzünlü bir gülümseme oluştu. Parmak uçlarımı resme hafifçe sürterken derin bir iç çektim. İlk aşkım. Eskiyi düşündüğümde güçlü bir kadındım şimdi. Zorluklara dayanabilen. Güçlü bir kadın bozuk yolda bile topuklu ayakkabıyla yürüyüp ayakta kalabilme mücadelesini en iyi şekilde yürütebilen olmalıydı. Gerçekten tam bu şekilde olmuştum. Eski İzel bu fotoğrafta hapsolmuştu ve oradan çıkması tıpkı benim tekrar o zamana dönmem kadar imkansızdı. Okuduğum haber ile fotoğrafı yan yana koydum. En son Semra'nın doğum gününde onunla birlikte çekildiğimiz son fotoğraftı bu. Atamamıştım ve bir kitabın arasına koymuştum. En büyük sevinci olan, uçma tutkusundan vazgeçmek zorunda kalan ve yeniden uçmaya çalışan yaralı bir kuş misali gönlüm el vermemişti bu fotoğrafı atmaya. O zamanlar saklamıştım ve işte karşıma bugün ikinci hatırlatıcı şey olarak bir anda çıkmıştı. Neredesin Altuğ? On yıl boyunca bir kere bile görünmeyen sen şimdi neredesin? En azından iyi olup olmadığını bilmek isterdim. Bu on yıl içinde ona olan kızgınlığım bile solup yok olmuştu. Sadece içimi yiyip bitiren o endişe beni mahvetmişti. Bazen öldüğünü düşünüyordum ve bu düşünce gelir gelmez tüylerim diken diken oluyor aklımdan hemen bu kötü düşünceyi uzaklaştırmaya çalışıyordum. Bazen onu hatırlamayı tamamen unutmuş normal hayatıma devam etmiştim. Resme uzun uzun bakmak istemedim. Resmi tekrar şiir kitabın arasına koymak istediğimde sanki sayfalar bilinçli bir şekilde birer birer açılmış tam o yerde durmuştu.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin