>>Bölüm 58 (YANMAK GEREK)<<

205K 9.2K 5.4K
                                    

Faruk'u bir kaç kez aradığımda endişeyi tüm vücuduma yayılırken hissetmiştim. O niye açmıyordu? Telefonu çalıyordu ama cevap vermiyordu. İş yerine gitsem iyi olacaktı. Sabah sabah iştah bırakmamıştı yine beyefendi. İşi varmış. Ne işin var? Onun için ne kadar endişelendiğimi bilmiyor tabiki bu kadar sorumsuz davranabiliyordu. Her gün ona bir şey olur korkusu içimde ne kadar büyüktü biliyor muydu? Beni delirtecekti. Aşk gerçekten böyle bir şeydi galiba. Ona bir şey olacak korkusuyla kendini harap etmekti. Ona zarar gelmesini istememekti. Ona bir bebekmiş gibi bakmaktı.

Sanki kendini koruyamazmış gibi onu aciz düşünmek beni daha da endişelendiriyordu. Biliyorum o akıllı birisiydi ama böyle garip bir şekilde gitmesi beni korkutuyordu. Hemen hazırlanıp şirkete gittim. Hızlı adımlar ve telaşlı bakışlar beni tanımlarcasına Faruk'un odasına doğru yürüyordum. Yanımdan geçenlerin selamları bir sinek vızıltısı gibi geliyordu. Hedefe kitlenmiş bir avcı gibi hızla Faruk'un odasının kapısını açınca içerideki kişiler şaşkın bir şekilde bana bakakaldı.

Sanırım toplantı yapıyorlardı. Adamlar takım elbiselerini düzeltip yavaşça ayağa kalkarken en yaşlısı " Faruk bey burada bitirelim. İlginiz için çok teşekkür ederiz." dedi.

" Ne demek efendim. Destekleriniz için asıl biz teşekkür ederiz."

Faruk mütevazi olmaya çalışırken bir yandan bana bakmaya çalışıyordu. Neden aniden kapıyı açtın der gibi bakış atarken bende ona bir şeyler anlatmaya çalışan bakışlarımı gönderiyordum.

" O kadar çok telefonuz titredi ki sanırım sevgilinizin telefonlarına bir dahakinde yanıt vermelisiniz. Güzelmiş yakışıyorsunuz ama kadınları sinirlendirmeye gelmez."

Adam Faruk'a fısıldarken duyduklarım karşısında yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Gerçekten yanlış anlaşılmak çok kötüydü. Faruk da afallamış olayı düzeltmeye çalışırken diğerleri gülerek odadan çoktan ayrılmıştı.

" Çatladın mı! Bir düşünür insan toplantıdadır bu adam diye. Bak yanlış..."

Faruk'un konuşmasına izin vermeden hızla kapıyı kapatıp onun sözünü kestim.

" Tuğberk nerede biliyor musun? Şirketten izin aldım dedi.Bir kaç gün işim var diye not bırakmış bana. Şirkete sordum şirketin haberi yok. Sana bir şey söyledi mi?"

Faruk derin bir nefes alıp hızla dışarı bırakırken ellerini ceplerine soktu.

" Evet haberim var. Senin şu pimpirikli tavırlarından sıkılıp kaçmak istemiştir bence. Bir garipsin İzel."

Garip olan ben miydim! İçim biraz rahatlasada Faruk'a olan öfkem birden kabardı.

" Faruk şunu gayet iyi biliyorsun ki on yıl ! Koskoca on yıl! Seninde ne kadar acı çektiğini biliyorum birde beni düşün. Onunla birlikte bir kaza yaşadık. Gözlerinin önünde bir sınıf arkadaşını kaybetti.Onu kaç kere öldürmek için teşebbüslerde bulunmuşlar.Bu kötü anıların bir çoğunu hatırlamadığı için o kadar mutluyum ki! Onun yerinde olmak ister miydin? Ya da benim yerimde ! Çok sevdiğin birinin zarar görmesini ister miydin? Evet pimpirikliyim. Korkuyorum anlıyor musun! Onu bulmuşken tekrar kaybetmekten korkuyorum. Her gün kafasının içinde binbir düşünceyle mücadele eden sen değilsin! Yerimde olmak istemezdin. Buraya nasıl geldiğimi biliyor musun! Bilmiyorsun elim ayağım titreye titreye geldim. Artık en küçük sıkıntıya bile katlanmaya tahammülüm kalmadı. Hayat beni yeterince sınadı bence... "

Birden hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Kendimi tutamıyorum.Tüm o gerginliğimi ağlayarak boşaltırken Faruk bir kaç adımda yanıma geldi. Kollarını bana doğru uzattığında büyük bir tereddüt yaşadığını gördüm. Sonra tekrar derin bir iç çekip beni kollarıyla sardı.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin