"Kerem?"
Arkadan meraklı bir kadın sesi geldiğinde hepimiz başımızı o tarafa döndürdük. Annemin soğuktan hafifçe yanakları kızarmış elindeki market torbalarıyla, ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlarıyla karşılaştık. Abim hemen annemin yanına gidip annemin elindeki torbaları aldığında bana başıyla küçük bir işaret yaptı.
" Ee anne hoşgeldin."
Küçük bir affallama yaşamıştım. Annemin yanına gittiğimde onun ceketini çıkarışını izledim. Ceketini bana uzatırken Altuğ'a doğru baktı. Altuğ'u kısaca süzüp bakışlarını bana kaydırdı.
" Sanırım senin okulundan arkadaşın?"
Kaşları hafifçe kalkmış yüzünde gergin bir ifade belirmişti. Annem bazı şeyleri anlayışla karşılasa da o da bu konularda oldukça hasastı.
" Abi eve gidelim. Önce selam vereyim."
Yasmin abisinden ayrılırken elinin avuç içleriyle gözyaşlarını hızla sildi. Saçlarına çeki düzen verip anneme doğru küçük ve masum adımlarla yürüdü.Gözleri ağlamaktan kızarmış olsa da şuan yüzünde ciddi bir ifade oluşmuştu.
" İzel ablanın annesi olmalısınız. Benim adım Yasmin. Arkadaki çocuk da benim abim. Sizinle tanışmak çok güzel. İzel ablanın güzelliği annesinden geliyormuş bunu da söylemeliyim. Şimdi gitmemiz gerekiyor. Şey bu arada şu çocuğu evinize almasanız iyi olur çok tehlikeli."
Eliyle Enes'i gösterirken annem şaşkın şaşkın küçük kıza bakıyordu. Yasmin şuan Altuğ'un velisi kendisiymiş gibi öne atılmış annemle ciddi kelimelerle konuşuyordu. Abim anneme sana sonra açıklayacağım diye kulağına fısıldadığını duyduğumda Altuğ Yasmin'in yanına yürüyüp kendini saygılı bir şekilde anneme tanıttı. Kısa ve mantıklı konuştuğu için biraz rahatlamıştım. Altuğ eğilip kız kardeşini kucağına aldığında annemden verdiği rahatsızlık için özür diledi. Annemin yanından ikisi geçerken onu geçirmek için arkasından ben de gittim. Altuğ gidince evde küçük bir hesaplaşma beni bekliyordu. Evin çıkış kapısına geldiğimizde kapıyı açıp onların çıkmasını izledim.
" İzel abla çiçeklerim sende kalsın. Küçük bir ev hediyesi olur. Ben anneme sonra alırım."
Yasmin Altuğ'unun kucağında gülümseyerek bana baktığında bende onaylarcasına başımı salladım. Çiçekler şuan güvenli bir şekilde vazolarda duruyordu. Yasmin'in bu inceliği güzeldi. Aslında iyi eğitimli bir kızdı ama kafası nasıl eserse öyle davranıyordu. Belki de işine geldiği gibi desek daha doğru olurdu. Gözlerim beni inceleyen Altuğ'a kaydı.
" Altuğ kusura bakma seninde başına bir sürü dert açtım."
Utançla dudaklarımı geriye doğru gerdiğimde gözlerinin içine mahçup bir şekilde baktım. Onun yüzünde oluşan küçük bir tebessümü o anda yakalamıştım. Sokakta gördüğüm o ifadeden sonra bu ifade bana olan kızgınlığını biraz azaltmış olduğunu gösteriyordu. Ona Yasmin'in ne sorunu olduğunu bir ara sormak istiyordum. Altuğ'u bu kadar endişelendirdiğine göre ciddi bir sorunu olabilir miydi ki?
" Boşver. Ailenle önceden tanışmış oldum. Sanırım bugünden sonra senle alakam kalmadı. Yasmin'i bir daha senin ellerine teslim edemem."
Yasmin abisinin kucağında sıkıntıyla debelenirken benimle tekrar buluşmak istediğini söyleyip duruyordu. Altuğ Yasmin konusunda aşırı hassas davranıyordu. Ondan bana emanet etmesini istememiştim. Sadece durumlar böyle gelişmişti. Bu konuşmasını biraz suçlayıcı bulmuştum ama sesimi çıkarmadım. Altuğ kardeşini umursamadan konuşmasına devam etti.
" Bu arada Barış'la aranızdaki sorunu çözün."
Tek bir söz daha söylediğinde Yasmin benimle vedalaşmak için abisine bana yaklaşmasını söyledi. Altuğ iyice yaklaştığında Yasmin abisinin üzerinden bir maymun gibi uzanıp kollarını boynuma doladı. Sonra kulağıma fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)
Romance" Mum olmak kolay değil, ışık saçmak için önce yanmak gerek."