>>Bölüm 50 ( DEJAVU) <<

106K 7.1K 933
                                    

Tuğberk bana döndüğünde gözleri iyice açılmış sanki donup kalmıştı. Bakışları ayaklarıma doğru kayıp tekrar gözlerimle buluştuğunda bir kaç saniye donukluk yaşadığını hissettim ve yavaşça kaşları çatılmaya başlamıştı. Nedense onun bundan hoşlanmadığına dair içimde bir his belirmeye başladı.

" İzel çabuk üstünü değiştir."

Onun öfkeli sesi beni tamamen alt üst etmişti. Şaşkın bakışlar Tuğberk'e doğru çevrildiğinde Tuğberk'in bu sertliği herkesin üzerinde büyük bir etki yaratmış gibi görünüyordu.

" Biz sadece eski günleri..."

Semra tam beni savunmak için ağzını açmıştı ki Tuğberk'in sesi daha da sertleşti.

" İzel çabuk üstünü değiştir!"

Her kelimeyi bastıra bastıra söylerken küçük dilimi yutacağımı sanmıştım. Neyi sevmemişti ki? Sadece bir üniformaydı. Tuğberk bir anda kolumu sıkıca kavradığında Gökalp o anda Tuğberk'in kolunu kavramıştı.

" İstediği gibi giyinir. Hem bunda bu kadar kızacak bir şey yok. Onlar sadece..."

Tuğberk birden kolunu Gökalp'ten kurtarmış kaşlarını çatarak Gökalp'e de bağırmıştı.

" İstediğim gibi karışırım sana soracak halim yok."

Onları durdurmak istemiştim ama Gökalp sinirle Tuğberk'in üstüne yürümeye başladığında Barış onu durdurmuştu.

" Sen kim oluyorsunda bu kadar çenen çıkıyor!" dedi Gökalp.

Tuğberk tekrar benim kolumu kavramış Gökalp'e ters bir bakış atarak " Onun kocası olarak bizzat konuşma yetkisine sahibim. Asıl sen işime burnunu sokan fazlalık kişisin!"
dediğinde diğerlerinin yüzündeki afallamış ifadeyi gördüm. Gökalp ne diyeceğini bilememiş bir şok geçiriyordu. Bende Gökalp kadar şaşkın bir şekilde Tuğberk'e bakıyordum.

" O neyden bahsediyor izel? Siz sadece nişanlı değil misiniz? " Barış bir Tuğberk'e bir bana bakarken olaylar beni şok üstüne şok yaşattığı için ağzımı açamamıştım.

" Şey Barış onlar artık nişanlı değil yani gerçekten evli. "

Semra açıklama yapmaya çalışırken kuvvetle başka tarafa çekildim. Tuğberk beni peşinden sürüklerken kıyafetlerimin nerede olduğunu sormuştu. Ondan kolumu kurtarmaya çalışsamda bunu başaramamıştım. Birlikte okulun kabinlerine giderken ona bağırdım.

" Bıraksana tamam geleceğim senle. Kolum acıyor."

Tuğberk gözlerini bende tekrar gezdirdiğinde bir anda durup bir şeyler söyleyecekken vazgeçip tekrar beni çekiştirmeye devam etti. Kabinlere geldiğimizde içerinin boş olması beni rahatlatmıştı.

" Tuğberk kafayı mı yedin! Bunu senin için giydim. Senin beni görmen için can atarken bütün heyecanımı içime gömdün ! Ne bu kızgınlık."

Bir dakika bile nefes almadan ona kızarken kaşlarım çatıldı. Bu formayı giydiğime giyeceğime pişman etmişti. Tuğberk bir adım yaklaşıp elinin tersini bacağıma dokundurdu.

" Bacakların buz gibi. Hangi cesaretle bu soğukta bunu giymeyi akıl edip bir de bu eteğinin bu kadar kısa olmasına dikkat ettin! Dört erkeğin karşısına çıktığının farkında mısın sen!"

Hala deli gibi sinirliyken burnundan soluyordu. Giyinme odasının içinde bir sağa bir sola volta atarken birden tekrar bağırdı.

" Ne duruyorsun değiştir şu üstünü."

Bütün kızlığı bu yüzden miydi yani? Benim için endişelendiği için miydi? Yoksa fazla kıskançlığın doğurduğu aşırı bir tepki miydi?

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin