>> Bölüm 19 ( HAYLAZ)<<

129K 7.7K 1.3K
                                    

" İzel dışarı çık."

Altuğ'un bakışları hala dedesindeyken kayıtsız ses tonuyla elini elimden yavaşça çekti.

" Torunum. Ah torunuma ne yapmışlar onları bir bulursam geberteceğim."

Yaşlı adam bastonunu sert bir şekilde bir kaç kere yer vurduktan sonra bir kaç adımda Altuğ'un yanına geldi. O anda biraz geri çekilmiş içeri giren hemşire tarafından odama geçmem için uyarı almıştım. Çıkış kapısına yöneldiğimde Yaşlı adamın yüzünde hüzünle karışık bir şefkat belirmiş torununun saçlarını okşamaya başlamıştı.

" Ah be torunum. Ah be torunum yüreğime indireceksin. Annen burada olsaydı ne çok endişelenirdi biliyor musun!"

Altuğ dedesinin elini yavaşça ittirdi ve başını dedesinden başka bir tarafa çevirdi.

" Sorun değil dede. Unuttun mu benim bir annem yok."

Altuğ'un ses tonu kalbimi paramparça ederken odadan dışarı fırladım. Karşımdan koşarak gelen Bedirhan amcanın yüzünde endişeli bir ifade vardı. Hızla Altuğ'un odasına girip kapıyı kapattı. Bir kaç saniye sonra babam görüş hizasına girdiğinde adımlarını hızlandırıp yanıma geldi. Benim hala ayakta olduğumu görünce kızıp beni odama geri soktu. Yatağıma yatarken yandan bağırışma sesleri duyduğumuzda babamla göz göze geldik.

" Yat hadi. Herkesin kendine göre sorunları var."

Üstüme örtümü örterken bu sefer koridor bağırışmayla inledi. Korkuyla kapıya doğru baktım.

" Bedirhan torunumu senden alacağım. Torunumu senden kesinlikle alacağım. Doğru düzgün babalık bile yapamıyorsun!"

Yutkunup tekrar gözlerimi babama çevirdiğimde dişlerimi dudaklarımın üzerine çıkarıp kemirmeye başladım. Bu sesler elimle kulağımı kapatma hissi veriyordu.

" Baba bir kaza çıkmasın git bak istersen. "

Babam ne yapması gerektiğine karar verememiş gibi ellerini ceplerine soktu. Kapıya doğru bir kaç saniye baktıktan sonra bunu yapmalıyım der gibi başını salladı ve oraya ilerledi.

" Sen dinlen geliyorum."

Babam çıktıktan sonra kapımı kapatmaya çalışmıştı ama kapı gıcırtıyla hafifçe aralandı. Tam olarak başarabildiği söylenemezdi. Hala dışarıdan sesler gelirken gözlerimi yumurak bu kavganın bitmesini istedim. Gerçekten üzüntü verici bir şeydi.

" Koskaca Bedirhan Dinçer. Çocuğu onu dinlemediği için mi çocuk bu hale geliyor. Güldürme beni koca oğlan. Senin fazla işkolikliğin yüzünden.Şimdi gideceğim. Yemin ediyorum onun başına en küçük bir şey gelsin onu senden alacağım."

Yaşlı adamın sesi kesildiğinde derin bir rahatlamayla farkında olmadan tuttuğum nefesimi dışarı verdim.Altuğ bu tartışmaları duydukça ne hissediyor acaba diye düşünmeye başladım.

" İyi misiniz?"

Babamın karşısındakini kontrol eder ses tonu bana ulaştı. Bedirhan amcayla konuşmaya çalışıyordu. Uzun bir süre sonra sıkıntılı ve dertli bir ses geldi.

" O burada olsaydı hiçbir sorunum olmayacaktı. Bir baba olarak görevimi yerine getiremiyorum. İlk eşimi beş ya da altı yıl önce kaybettim. O harika bir kadındı. Altuğ'un hem maddi hem manevi yönden yetişmesini sağlayan Altuğ'a hem anne hem baba olan bir kadındı. Altuğ tüm vaktini annesiyle geçirirdi. Arkadaş aramaz sormazdı. Kimseye ihtiyacı yoktu. Annesiyle mutluydu..."

Bedirhan amca derin bir iç geçirdi. Yatağımda yavaşça doğrulup kapı aralığından gelen sesleri merakla dinlemeye devam ettim.

" Şimdi her şey çok farklı. Bir anne istediğini düşünüp yeniden evlendim. Sonradan fark ettim ki onun istediği yeni bir anne değil. Ona en iyi imkanları sağlamaya çalışıyorum. Her zaman yanında olamıyorum ama en iyisini yapmaya çalışıyorum işte.Arkadaşlarıyla birlikte onu gülümserken görünce dünyalar benim oluyor. Evde buz gibi bir çocuk. Bana karşı hala kırgın. Kendi çocuğumu hala çözemedim. Hiçbir derdini bana anlatmaz. Her şeyi kendi halletmeye çalışır. Ben çok pişmanım, çok üzgünüm... Kusura bakmayın aile meselelerimle sizi de rahatsız ediyorum."

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin