Onun sinirli yüz ifadesini görünce cebimden çıkardığım çakmağı uzattım Ayça'ya.
- Alevi bitince bana hediye edersin.
- Sigara içmiyorum. Sende kalsın.
Gözlerinde bana karşı bir beğeni göremiyorum. Süzme peynir gibi hissediyorum. Beni tartıyor. Yaşı küçük. Ondan dolayı böyle yapıyor diye düşünüyorum.
- Sen kaç yaşındasın ?
Ayça telefonunu açıyor. Derin bir nefes alıyor.
- Tuğkan Ayaz. Sosyal medya günlüğüne seni kayıt etmeye niyetim yok. Ben asosyal biriyim. Sıkıcı kızlar, yaşı büyük adamları sevmez.
Ağabey diye seslenecek mi bana ? Siktir kız taşak geçti. Cidden mi ? Ya da gerçek mi ?
Bana bakmadığı sırada saçında beyazları gördüm.
- Saçına beyazlar düştü.
Telefonu masaya vurup bıraktı. Bileğime yapıştı.
- Saçım, gözlerim, bedenim. Kimsenin ağzına maydanoz olamaz. Evet, yaşlandım. Her yaşta biraz daha ruhumuz büyür. Ama büyümeyen sana dersim yok. Siktir edersin o hesap.
Koluma dokunan yer kıvılcım almadı. Bariz üstünlük kuruyordu.
- Koç burcu musun ?
- Astroloji ile ilgilenmediği biliyorum.
- Stalk mı yaptın ?
Ayça arkasını dönüp telefonu alıp yürümeye başladı.
Onu takip etmek zorunda kaldım.
- Lan gel buraya.
Durup arkasına baktı.
- Lan lan ne bu ? Erkek arkadaşın yok karşında. Hanımefendi, bakar mısınız ? Rica ederim size söylüyorum. Limon fidanları çalan erkeksin. Sokak ağzıyla konuşmaz isen sevinirim.Hırsız dedi bana. Ben fidanları ölmesin diye onları bahçeye diktim. Suladım. Budamaya başladım. İlaç döktüm etrafına limonların. Bana hırsız dedi bir kız. Tuğkan Ayaz'dım ben.
- Limon fidanlarını diktim hanımefendi. Sizi o gün aradım. Güvenlik gittiğinizi söyledi bana. Beni böyle çaresiz bırakacak kadın yoktur. Duydun mu ? Hırsız olur isem kalbini çalarım.
Ayça'nın dikkatini çekmiştim.
- Limon fidanlarının ölmediğine sevindim. Tebrik ederim seni. Doğayı sevmen faydalı bir yaklaşım türü. Kalbim hakkında ise konuşmaya yetkili makam benim. Sen değilsin Tuğkan Ayaz. Beğenilerine bakıyorum. Biz aynı yöne bakmıyoruz.
- Niye sen kuzeye mi bakıyorsun ?
- Aynen. Trabzon tam olarak kuzeydir.
- Madem öyle neden Burak ile arkadaş oldun ?
Ağzımdan böyle bir soru çıktığı için şaşırdım. Sana ne diye cevap vermesini bekledim.
- Burak'ın yüzü çok tatlı. Kalbinin yüzüne yansıması pek ışıltılı. Kitap okuyor. Fazla senin gibi küfür ediyor ama katiyen duyarsız davranmıyor.
- Ben duyarsız mıyım ?
- Öyle mi anlam çıktı ? Sanmıyorum. Sen yetişkinsin ama çokça çocukça davranıyorsun. Mesela şuan. Benim ayranımı içtin. Bardağımı izinsiz kullandın.
- Sen hiç başkasının bardağından su içmedin mi ?
Ayça yanıma yaklaştı ve gözlerime baktı.
- Dere, denize kavuşmak için dağları aşar gelir. Sen sevdiğine kavuşmanın önünü küfürle tıkamak istiyorsun. Siktir et dediğin saniye ne oluyor ? Onu engelleyip gidiyorsun. Kestirme yol. Oysa insan diğerine berekettir.
- Ayça. Adam bana karşıdan salak dedi. Aferin cevabını veremem.
- Salak değilim. Kendini tarif etme bana diye yanıt verirsin. Siktir git yavşak kabaca.
Ayça'nın burcuna kafayı takıyorum.
- İkizler burcu musun ? Bir yanın bahar bahçe diğer tarafın buzullar.
- Hayır.
Ayça'nın yeşil gözlerinde sorunun devamını bekleyen karanlık bir yol var. Lanet olsun. Kızın çenesi düşük. Benim ise kafam duruyor.
- Tuğkan Ayaz. Akrep burcuyum. Astrolojik bir bilgi. Akrep kadının delici bakışları vardır. Kalbin delinmediği için şanslıyım.
Gülmeye başlıyor. Tüm partinin ışıkları şimdi yanıyor.
- Niçin gülüyorsun ?
- Bana güzelsin diye papağan tarzı iltifat etmedin. Çok çok eğlenceli. Demek ki seninle muhabbet sarar. Bir demlik çay borcum olsun.Topuklu ayakkabılarına rağmen yürüyor. Mutfağa gittiğini anlıyorum. Erkek bir garson onu karşılıyor.
- Mutfağa giriş yasaktır.
- Biliyorum sadece tuz istiyorum. Tansiyonum düşük. Gözlerim kararıyor. Bir çay kaşığı kadar tuz alabilir miyim ?
Bir kadının bayılmasına seyirci kalamam. Sigara içmeyi erteleyip onun tuzu ağzına atmasına hayret ediyorum.
- Sağlığına zararlıdır tuz.
- Benimle parti boyunca takılma. Söz olur yazı kalır. İkimiz tanışmış değiliz. Endişe etme.
Garson gülümsüyor.
- En büyük arkadaşlıklar atışma ile başlar.
Amca oldukça yaşlı. Bizi yalnız bırakıyor.
- Mesleğini öğrenebilir miyim ?
- Fikir satıcılığı yapıyorum.
Böyle bir meslek var mıydı ? Benimle dalga geçiyordu.
- Ayça.
- Biliyorum. Dalga geçtiğimi söyleyeceksin. Üniversite mezunuyum. Kendi etrafımda dönüyorum. Dünyada kendi etrafında dönmeyi benim kadar çok seviyor. Ve günü gelince bitecek dönüşümüz. Acıklı değil mi ?
- Ölüm daima üzücüdür. Sevdiklerimize veda ederiz. Ben biraz duygusal erkeğim.
- Çükütay cinsiyetsiz değil miydi ?
Gülümseyip gömleğimin düğmesine dokundum.
- Çükütay cinsiyetsiz. Onunla ilgili harika editler var. Ara sıra bakıyorum.
Ayça sakince beni dinliyordu.
- Tuğkan.
- Efendim.
- Sen iyi bir adamsın. Ara sıra küfür etsen dahi gözyaşların dalgaların arasından geçer ve sahile kavuşur. Ama ben iyi değilim. Genellikle eğlenmeyi, gülmeyi, çok sevmeyi ve acı çekerken kendimi izlemeyi hobi edindim.Arkadaş olmak istemiyordu benimle. Fazla bir kadının üstüne gider isen kaçar. İlgi manyağı olmayacaktım.
- Öyle ise tanışmış olduğumuza çok sevindim.
Ayça elime baktı ve tokalaşmak için elini uzattı. Fazla sıktım elini.
- Kır elimi. Acıdım.
- Pardon cidden bilerek olmadı.
Elini çekip sallamaya başladı.
- Erkeklerin çoğu böyle. Elime narin davranmayacak isen tokalaşma benimle. Sanki çok mu gerekli ?
- Öfkenin sebebi bence başkaları. Ayrıca fazla öfkeden tansiyonun düşüyor.
Tuğkan, sus oğlum düğmesi olmalıydı. Sıçtım.
- Tıp anabilim dalı uzmanı profesör Tuğkan Ayaz konuşuyor. Evet, sayın konuklar az önce tansiyonun psikolojik tarafını öğrendim. Genetik olarak ailem hipertansiyon tanısına sahip. Ama yine de Tuğkan'a teşekkür.
Ayça kendi söylediklerini alkışlayıp gülümsedi.
- Üflesem söner misin ? Yoksa mum mu söner ?
- Tabiki mum söner.
- Yanlış cevap. Üflesem dedim. Üflediğime dair sadece tahmin yaptım. Olay gerçekleşmedi. Ondan dolayı partiye dönmeliyiz. Çıtamız aynı ağaçtan yapılmadı.
Çıta ormanda olur diye izlediğim belgeselleri deli dolu kıza anlatmak istemiyordum.
- İstanbul'da kalacak isen bize gelmeni isterim. Yanlış anlaşılmasın. Ben sadece limon fidanlarını sana göstermek istiyorum.
- Yanlış anlamadım. Ponçik yanakların, yalan konuşunca gamzelerini ortaya çıkartıyordur. Ondan dolayı senin gözlerin ışıltı ise karşı tarafı iştahla işletmeye çalışıyorsun. Günlerden bugün diye başlıyorsun.Ayça beni böyle kelime kelime ezberledi ise durum iç acısı olamaz.
- Lan yoksa bana aşık mısın ? Söyle hemen aramızda kalır.
- Çocukken bir tekerleme öğrenmiştim. Komşu komşu diye başlıyordu. Oğlun geldi mi ?
- Hatırlamıyorum.
- Öyle ise aşkın sonunda yandı bitti kül oldu cümlesini bilir misin ?
- Kavuşamayan insanlara söylenir. Aşkından yandım, eridim, kül oldum.
- Tam değil. Bir aşk yanmaz. Kül olmaz. Kişi sadece öyle olduğunu düşünür. Kişiler bize yol olur. Su kadar gerekli gelir. Orman kadar nefes katar bize. Sonunda bakınca onları büyüten kalbin kumudur. Sinirlenince ilk dalga ilişkiye çarpar. Ama kumdan kale yıkılmaz. İki taraftan biri başkasını bulunca değen ayaklar, kumdan kaleyi parçalar. Dalga tekrar sahile gelince kumdan kaleyi götürür. Kalbimiz dümdüz olunca artık aşkta bize sıradan gelir.
- Aşkı, bizler sıradan yaşıyoruz. Tüketiyoruz Ayça. İlişkilerin cicim ayları yumuşacık başlıyor. Tamam aşkım diye devam etmiyor.
- Aslında hiç cicim ayı yok. İnsan olduğu gibi devam eder ise her ayda zirvede kalır. Sen birini Tuğkan sevince onun gözlerine ve gülüşüne dikkat eder misin ?
- Hadi ama fizik çok şeydir. Lan aksini iddia eden yalancıdır.
- Eskiden tarladan eve kadın gelmiyordu. Terden su oluyordu. Çocuklara yemek yapıyordu. Eşini akşam görüyordu. Sabah iş başlıyordu. Adam, eşinde fizik mi arıyordu ? Yoksa huzur mu ? Şimdi beklentiler aşk değil. Yanıma yakışır mı ? Güzel mi ? Kalbi görmeyenler mutsuz sonlu başlangıçlara günümüzde adım atıyor. Aşk yaşıyor. Herkes bir yer kaplar. Hepimizin gölgesi var.
Çok çok güzeldi düşünceleri.
- Ayça, felsefe bende kafa ağrısı yapıyor. Ondan dolayı çıkıyorum sigara içmeye. Görüşürüz.
![](https://img.wattpad.com/cover/355811195-288-k980202.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Fidanı 🙋
RomanceBabasının verdiği limon fidanlarını Ayça yanlış adama teslim eder. Adam bozuntuya durumu vurmaz. Ayça yanlış bir adreste doğru adamı bulur.