Gününden geç attığım için tekrar özür diyor affınıza sığınıyorum. Elimden geldiğince bölümü çabuk yazıp bitirmeye çalıştım.
Çokça sevgi, diyerek iyi okumalar diliyorum.
Satır aralarında buluşalım lütfen.
Bana ulaşmak isterseniz sosyal medya hesaplarım;
Instagram : _kubracehbi
Twitter: MatthiolaGolge🏖
Uçağın tekerleklerinin yere değmesiyle heyecanım sanki daha oku artabilirmiş gibi çoğaldığını hissettim. Heyecandan olsa gerek teleyor avuç işlerimi üstüme silerekoturduğum yerde kıpıraştım. Ucak durması gereken yere yavaşca ilerlerken kemerimi çıkardım. Yerimden doğrularak üst bölmeye koyduğum sırt çantamı aldım. Benim gibi fpdiğer yolcular da iniş için hazırlık yapmaya başladıklarından mini bir kaos ortama hakim olsa da yüzümde ki gülümseme dudaklarımda sabit şekilde, asılı durmaktan vazgeçmiyordu.
İçimde sevgilime kavuşmanın heyecanı, kalbimin sevinçle gümbürdemesi gibi.
İniş için ayarlamaları beklerken telefonumu uçak moodundan çıkardım. İnternetimi de açtım, emindim ki Yiğit mesaj atmıştı. Tek tek tüm bildirimler düşerken Onca bildirim arasında sadece iki sohbet ilgimi çekti. Birincisi Yiğit'in sohbetiyken diğeri annemin sohbetiydi. Annemin sohbetinin dikkatimi çekme sebebi yarın geleceğimi bildikleri için annemin bu kadar mesaj atmayacak olmasıydı. Bu da bana mesajların sahibinin annemin olmadığını, minik fare Ecrin'in işi olduğunu işaret ediyordu.
Ecrin'in mesajlarından önce Yiğit'in sohbetine girdim. Bu sırada diğer insanlar açılan kapıya yönelmiş, iniyorlardı. Yiğit'in mesaĵını okuyup cevaplamaya koyulurken bende merdivenlere doğru adımlamaya başladım.
Sevgilim: Aşkım, inince haber ver lütfen. (18.00)
Sevgilim: Havalimanındayım ben. (19.03)
Sevgilim: Bu uçak daha ne kadar hava da kalacak! (19.34)
İnci: Şimdi uçaktan iniyorum hayatım. (19.36)
İnci: Sen biraz sabırsız mısın sevgilim (*gülücük emojisi*) ? (19.36)Anında mavi tik olmasına tebessüm ederken havalimanının içine girmiş, bavulumu almak için bantın önündeki bir boşlukta durdum. O sıra da annemin sohbetine girip Ecrin'nin attığı üç ses kaydından ilkine tıklayarak kayıtların arasında attığı stickerlara göz attım.
Ses kayıtları ard arda devam ederken Yiğit'in sohbet kutusuna döndüm. Ecrin, ses kayıtların başında ağlamaklı sesle ne zaman geleceğimi soruyor, uzun zamandır yanına gitmediğim için bana küstüğünü söylüyordu. İkincisi ses kaydında ağlamaklı sesinin yerine gülerek gününden bahsediyordu. Son ses kaydındaysa mesajlarına bakmadığım için tekrar küsmüştü. Onun bu triplerine gülümsedim.
Sevgilim: Sabırsız mı? (19.37)
Sevgilim: Ben sana sabırsızım be güzelim. (19.37)
Sevgilim: Özledim... (19.38)
İnci: Bavulumu aldım geliyorum sabırsız şirin
(Görüldü)Cevap vermeyeceeğini bilerek uygulamadan çıkıp telefonumu cebime koydum. Bavulumla beraber Yiğit'e giderken Ecrin'e ses atmaya başladım. "Ecrin'im, küsme bana. Yarın geliyorum. Sen uyandığında evde olacağım. Barışcan mı benimle?"
Sonlara doğru sesim daha sevecen daha mızmız çıkmasını sağladım. Küçücük çocuğa duygu sömürüsübyapıyordum resmen. Kendi halime kafamı iki yana sallayarak onaylamazken telefonumu cebime koydum. Bakışlarımı etrafta gezdirmeye başladım. Yiğit buralarda olmalıydı.
Biraz daha ileri gidip etrafıma baktığım da Yiğit'i gördüm. Görüntüsüne herkesin bana dönüp bakacak kadar gür bir kahkaha attım. Elinde beyaz, kare bur karton vardı. İki ucundan tutup kafasının üstünde tutuyordu. Kartonda ise sadece "İnci'm" yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KABUKLARI
Jugendliteraturlambacini: Merhaba İnci! lambacini: Bugün bir dilek diledin! geriye iki tane kaldı. lambacini: Diğer ikisini de söylersen dileklerini yerine getirmek için uygulamaya başlayacağım. ××× Bu yaz bitimine yaraşır cıvıl cıvıl bir yaz çifti okumak, eğlenm...