1.8

24 2 0
                                    

yıldız ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen ✨

⛱️

İnci'den 

Sinirlerim gergindi. Elimde ki pamuğa tentirdiyot dökerken kaşlarım bedenimde ki gerginliğe boyun eğerek son derece çatık duruyordu. Dişlerimse dudaklarımı kemirmeden edemiyordu. 

'Abi kolum kırıkken yapılacak kavga mıydı bu?'

Oğuz'un sesiyle kaşlarım daha da çatıldı ve sesli, anlaşılır şekilde burnumdan nefesimi verdim. 'Ya kolun kırık olmasa yapılacak kavga mıydı Oğuz?'

Sesim sinir seviyemi belli ederken elimde ki pamuğu da hatasının farkında olan Yiğit'in açılıp kan sızan kaşına bastırdım. İlacın yakmasıyla dudaklarından küçük bir ıslık çıktı. Acıdığını alayınca pamuğu çekip hiç düşünmeden üflemeye başladım. 

Üflemeye devam ederken Yiğit'in bakışlarını gözümün ucuyla gördüm. Onu affettiğimi düşünmüş olmalıydı ki bakışlarında parıltılar yakaladım. Hemen üflemeyi keserek bu sefer pamuğu bilerek sert bastırdım kaşına. 

Bu sırada Oğuz da dediklerini toparlamaya çalışıyor ama asla başarılı olamıyordu. 'Yok ben şey öyle demek istemedim. Yani kolum kırık olduğu için ayıramadım ya ondan dedim.'

Yüzüne baksam yüzünü yamultup yalan söylediğini yansıttığını göreceğimden adım kadar emindim. 'Hiç inandırıcı değilsin Oğuz, sus lütfen.'

Rüveyda'nın Oğuz'a susması için bir şeyler dediğini duysam da kelimeleri net olarak kulağıma gelmiyordu. Yiğit'in kaşını çatıp bastırdığım pamuğa dayanmaya çalışıyordu. Pamuğu çekip yara bandı yapıştırıp ardından dudağına da aynı işlemleri uyguladım. 

Bakışları üzerimdeydi hissediyordum fakat göz göze gelmemek için üstün bir çaba sarf etmesem de bakışlarımı odağımda tutmak için bir çaba sarf ediyordum.

'İnci'

'Efendim?'

'Konuşalım.'

Başımı iki yana sallayıp oturduğum yerden doğrulurken ki bir eliyle kolumu tutum kalktığım yere oturmamı sağladı. Ardından diğer elinin işaret parmağını çenemin altına koyup başımı kaldırmamı sağladı.

'Konuşalım.'

Sesi daha kısık fakat daha keskin çıkmıştı. Benim cevap vermemi beklemeden Oğuzlara döndü. 'Siz eğlencenize devam edin isterseniz. Biz biraz konuşacağız.'

İkisi de sessizce yanımızdan ayrıldı. Yiğit elini parmaklarımın arasından geçirdi. İkimizin de ayağa kalkmamızı sağladı. 'Kumsal da konuşalım mı?'

Bu ilişkinin tüm dinamikleri kumsal da gerçekleşiyor gibi geliyordu. Bu düşüncemle gülme isteği gelse de şuan hiç yeri olmadığı için dudaklarımı ağzımın içine kıvırarak birbirine bastırdım. 'Tamam konuşalım.'

Yiğit'i uzun zamandır tanımıyor olabilirdim ama bunca zamandır fevri bir hareketini veya sinirini görmemiştim. Az önce ki siniri ve kavgasına tepki vermeden önce konuşmak daha mantıklı olacağını düşünmem bu yüzdendi.

El ele fakat sessizce kumsala kadar adımladık. Kumsal da oturan birkaç genç topluluktan uzakta bir köşeye geçip yan yana oturduk. Bu an bana ilk kez kumsalda buluştuğumuz o akşamı anımsattı. Hayal kırıklığımı anımsadığım kadar kırıklığımın tamir edilişini de hatırlamamla dudaklarımda kontrol edemediğim bir tebessüm peyda oldu. 

'Özür dilerim, gecemizi berbat ettiğim için. Bende istemezdim. İlk grup çıktığında sana olan bakışlarını fark etmiştim. Başta umursamadım, ilerleyen zamanlar da sakin olmak için telkin ettim kendimi ama olmadı, yapamadım. Yanına geldiğini ve seni zorladığını görünce sinirlerime hakim olamadım.'

DENİZ KABUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin