DENİZ KABUKLARI

2.2 (+18)

BU BÖLÜM perdidoentisara İTHAF EDİLMİŞTİR🙂.

*Uyarıdan itibaren okumaya devam edebilirsiniz*

⛱️

Sesi fısıltılıydı. Oda da bizden başka kimse olmasa da sesi fısıltılı çıkmıştı. Bunun sebebi ise sesine yansıyan şaşkınlıktı.

Sesimi bulmakta zorlanacağımı bildiğimden dudaklarımı birbirine baştırarak sadece 'hı-hı' dedim ve kafamla onayladım.

Yiğit burunlarımızı birbirine sürttü ve sesli onay vermemi istedi. "Bu anın gerçekliğine ve yaşanacak olmasına inanmam için sesini duymam gerekiyor İnci'm. Yoksa hala duşta olduğuma ve bu sahnenin bir hayal ürünüm olduğuna inanacağım."

Beni, bu anı, bizi hayal etmişti. Ben gibi.

Sesimi bulmakta güçlük çeksem de onun gibi fısıltıyla çıkacak olduğuna emin olduğum şekilde isteğimi sesli dile getirdim.

"Eminim Yiğit"

Ona aşk sözcükleriyle seslenebilirdim ama yapmadım. Çünkü anı gerçek kılması için adıyla seslenmek daha yerinde hissettirmişti. Ayrıca daha uzun bir cümle kurabileceğimden emin olamamıştım.

"Ah İnci, ah İnci'm"

Yüzümü parmağıyla okşadı ve dudaklarımızı bu sefer o buluşturdu. Bu sefer ki öpücük daha ateşli, daha istekliydi. Hoyrat değildi acelesi var gibi değildi ama bu seferkinde şaşkınlığı yoktu.

İkinci defa nefes almak için ayırdığımız dudaklarımızı bir kez daha birleşmeden önce Yiğit ellerini baldırlarıma götürdü ve bacaklarımdan beni tutarak kucağına aldı. Bacaklarımı beline doladım, kollarımı boynuna daha sıkı sardım ve dudaklarımı daha istilacı kullandım.

Bacaklarımın arasında ki ateşi daha yoğun hissediyordum.

Sırtımı duvardan ayırdı ve ağır aksak adımlarla öpüşürken yatağa doğru ilerledi. Yatağın yanına gelince önce dudaklarımız ayrıldı. Ardından bacaklarım belinde bollaştı, kollarım çözüldü ve sırtım yataktaki beyaz çarşaflarla buluştu.

Yiğit ayakta durmuş, baştan aşağı beni süzüyordu. O beni düşerken benim de gözlerim boşta durmadı ve onu süzdüm. Göğsünden az az da olsa hala su tanecikleri iniyordu. Belinde sadece sarılı bir havlu vardı.

Bu detay daha sık nefes almama neden oldu.
Yiğit üstüme uzanmadan önce çok güzel olduğunu fısıldadı. "Çok güzelsin İnci tanem"

İltifatı beni gülümsetti. Kollarımı kaldırıp boynuma doladım ve dudaklarımızı kaçınılmaz birleşmesi bir kez daha yaşandı. Bu sefer Yiğit'in elleri sabit bir yerde durmuyordu. Tek kolundan üstüme abanmamak için yataktan destek alırken diğer eliyle de bacaklarımı okşuyordu. Okşamalarıyla kısa olan geceliğim daha yukarı çıkarak belimde toplanmış ve iç çamaşırımı gözler önüne sermişti.

Dudaklarımı öpmeyi bıraktı fakat öpücükleri tenimi istila etmeye devam etti. Dudaklarımda ki öpücükleri önce çenemi oradan da boynumu takip etti.

Boynumu öpmeye başlamasıyla gözlerim kapandı, parmaklarım saçlarının arasına karıştı. Öpücükleri boynuma daha rahat erişsin diye kafamı geriye doğru ittim. Onun için yer açtığımı anladığından tenimdeki dudakları yukarı kıvrıldı.

Dudaklarımın arasinda engellerim titrek bir nefes çıktı ardından da onun ismi.

'Yiğit'

İ harfi ağzımdan uzatarak çıkmıştı. Yiğit, ismini söylememle beraber kafasını boynumdan kaldırıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu.