3. Bir Başlangıç

6.5K 373 47
                                    

Öncelikle keyifli okumalar diliyorumm, oy ve yorumlarınızı eksik etmeyinn. Sizi kocamann öptüm.

Tiktok: semoolina

***

Adımlarımız devam ederken yağmur ikimizi de sırılsıklam etmişti, fakat hemen sonra dinmişti. Yani bizi sırılsıklam yaptıktan sonra durmanın anlamı neydi ki. Çıldırmalıktı. Yanımdaki Arden'e göz ucuyla baktığımda elindeki telefon ile ilgilendiğini fark ettim, gerçekten de sıkıcıydı. Hem konuşalım diyordu hemde susup duruyordu, manyak.

Ayaklarım bile ağrımaya başlamıştı, ayağımdaki topuklu botlar bile işkence çektiği için durmam için yalvarıyorlardu resmen. Ama cidden beni bir saate yakındır yürütüyordu. Telefonumda evde çantanın içinde kalmıştı. Evet mükemmel. Ardıç'ı paket etmiş benide peşinden sürüklemişti, fakat gerçekten daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı.

"İçinden bana küfür ettiğini duyuyorum sanki," diye mırıldandı. Olduğum yerde durup yan bir şekilde ona doğru döndüm.

"Evet ediyorum nolmuş? Ayrıca küfür değil alt tarafı manyak falan dedim," şen bir kahkaha attığında kaşlarımı çattım. Dediğim herşeye gülücük miydi?

"Ne gülüyorsun be?" Diye çemkirdim, kahkahası yavaş yavaş kaybolurken yerini tatlı bir gülüş aldı.

"Manyak ha?" Kahkaha attı bir kez daha. "Ukala, bencil ve egoiste noldu?" Kahkahasının arasından söylediği şeylerle kaşlarım daha fazla çatıklaştı. Hemen Arden'in arkasında kalan banka baktım. Islak gözüküyordu ama umrumda değildi. Hemen Arden'in yanından geçip arkasında kalan bankın önünde durdum.

"Oraya oturamazsın," diye seslendi arkamda ama takmadım. Evet bank ıslaktı. Ama olsundu banane. Tam oturmak için eğilicektim ki Arden'in kolumu sıkıca çekmesiyle afalladım.

Kendini filmde falan mı zannediyordu bu herif.

"Senin yüzünden yolumu kaybettim ve ayaklarım ağrıyor," diye bağırdım yüzüne karşı. Sanırım kafamı çok sallamıştım. Yoksa siyah düz saçlarımın Arden'in yüzüne çarpmasının anlamı yoktu. Ve ben bunu bilmem kaç saniye sonra farkediyorum, adamın yüzünde resmen benim saçlarım vardı.

Boyu cidden uzundu, o halde benim saçlarım onun yüzünde ne işi vardı. Nasıl yetiştiler oraya? Aklıma düşen şeyle yere baktım, topuklu botlarımın cidden uzunluğu fazlaydı. Birde biraz Arden eğilmişti sanki, beni kollarımdan tuttuğu için olabilir sanırım. 

"Kokusu güzelmiş," diye mırıldandı ağzının içinde duymam sandı ama duydum. Fakat duyduğumu bilmesine gerek yoktu.

"Şöyle yapalım," dedi benimle yerini değiştirince bir anda banka oturduğunda aynı hızla da beni kucağına çekmişti. Tamam bu cidden hızlı oldu. "Böyle hasta olmazsın sanırım," diye konuştu arden. Cidden delirmişti!

"Beni tavlamaya çalışıyorsun. Ben bunları yemem haberin olsun." Cidden şuan onun kucağındaydım. Tam kucak sayılır mıydı bilmiyordum. Sonuçta herkesin kucağına oturmuyorum. Ama şuan Arden'in tek bacağında rahatça oturduğumun farkındayım sanırım. Sanırım değil öyleyim.

"Bence sen seni tavlamamı istiyorsun ay ışığı," nefesini yüzüme üflediğinde sertçe yutkundum.

"Niye böyle birşey isteyeyim?"

"Orasını sadece sen bilebilirsin," göz kırptı. Elimi sokup o gözünü çıkartsam nolurdu? Adam seni saniyesinde öldürürdü Seren.

"Aklından geçenleri tahmin edebiliyorum sanırım, ve bu çok hosuma gidiyor emin olabilirsin," yüzünde oluşan piç gülüşü ile harikaydı cidden.

Ruhlardaki İzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin