16. Yeni Başlangıçlar

3.7K 219 48
                                    

Güzel bir bölüm ile geldim. Aşk dolu ve temiz bir bölümdü. İlk defa bana sövmüyceğiniz bir bölüm olabilir. Umarım.

Bu bölümü sevmedim. Çok aşk dolu.

Oy ve yorum atmayı unutmayın!

Instagram: semolinaymis
Tiktok: semoolina

***

Acıları bütün her yerime sığdırmıştım. Küçük bir Seren bütün acıları kalbine sığdırmıştı, tek başına paylaşmış, tek başına yaşamıştı. Herşeyi tek yaptığı gibi acılarını da tek başına geçirmişti. Ama şimdi öyle değildi. Acılarıma ortak, dertlerine derman, kalbine nefes olacak biri vardı. O küçük Seren yoktu belki, ama Seranay vardı. Akın da vardı. Biz vardık.

"Geldin..." Dedi inanırmışcasına. Bir rüzgar daha çarptı bedenime. Ama bu sefer üşümedim. Vücudumu ısıtan vücut, elimi ısıtan eller vardı. Akın vardı. Herşeyim vardı, herkesim vardı.

Dizlerimi biraz daha kendime doğru çektiğimde kafamı daha çok yasladım omzuna. "Geldim." Dedim kabul etmişcesine. "Sana geldim." Derin nefesini duydum. Kokumu kokluyordu.

"İstanbul'a gitmemiz gerekiyor." Saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu. Parmakları ellerimi daha çok okşadı.

"Biliyorum." Nefesimi verdim.

"Gelecek misin benimle?" Korkuyordu. Alacağı cevaptan korkuyordu. Ben ise emindim vereceğim cevaptan.

"Geleceğim." Gülümsedim. "Seninle her yere geleceğim. "

Kafamı omzundan kaldırıp gözlerine baktım. Sonra dudaklarına yerleşen gülümsemeye baktım. Bana gülümsüyordu, bana gülümsüyordu. Benim gözlerime bakıyor, benim ellerimi tutuyor, bana gülümsüyordu, dahası kalbi benim için atıyordu. Var mıydı ki bundan ötesi? Yoktu. Olmamalıydı zaten.

Ben gerçek bir çocuk olmuştum.

Ben Akın'ın yanında çocuk olmuştum.

Dudakları dudaklarıma yaklaştığı anda bu isteğini geri çevirmedim. Kendimi ona yaklaştırdım. Ellerim ellerinden istemeyerek kopsada tekrar onu bularak yanağına yerleşmişti. Dudakları dudağımı bulduğunda ikimizin de gözleri istemsiz şekilde kapanmış, sadece anı tatmaya kalmıştı. Onun dudakları üst dudağımı çekiştiriyordu, ben ise öpüşlerine sakin bir şekilde karşılık veriyordum. Üst dudağımı bırakıp alt dudağıma geçtiğinde dudaklarımı dudaklarının arasına sıkıştırdı. O onları güzelce öperken parmaklarım güzelce yanağını okşadı. Nefes ihtiyacımızı karşılamak adına yavaşça Dudaklarımızı birbirinden kopardık, nefesi dudaklarıma çarpıp nefesime karışırken alnını alnıma yasladı.

Gözlerini kapattı, ardından titrek bir nefes verdi. "Lütfen rüya olmasın." Fısıldayışı kendine bir hatırlatma gibiydi.

"Rüya olamayacak kadar güzel bir an." Gülümsedim. Ardından gözleri gözlerimi buldu, dudağıma küçük bir buse kondurup geri çekildi. Ben öpücüğünün tadına varamazken o oturduğu yerden çoktan ayaklandı.

"Biraz daha.." kendi kendime mırıldandığımda gülümsediğini ona bakmasamda hissettim. Bakışlarım ona değince gülümsediğine emin olmuştum. Onun üstü de benim gibi tozla karışık çamur olmuştu. O gülümseyerek eğildiğinde bir eli belimi diğer eli ise diz kapağımın altını buldu. Saniyeler içerisinde beni kucağına aldığında asla itiraz etmeyerek kollarımı boynuna sardım.

"Birşey diyordun sanki az önce?" Kahkahasının arasından konuştuğunda gülümsedim.

"Biraz daha diyordum." Fısıldayışımın ardından dudaklarına uzanıp küçük bir öpücük bıraktım.

Ruhlardaki İzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin