1
Taehyung, birkaç dakika sonra yeniden fark edilmesinin ardından yemek masasının yanında bir sandalyede Jimin ve Jisung ile birlikte oturuyordu. Biraz sonra tepside kalan son iki bardaktan birini kendisine birini Taehyung'a verirken konuşmuştu Jimin.
"Demek buraya yeni taşındınız"
"Evet"
"Ve bir kardeşin var?"
"Evet, kendisi harika bir alfadır bir gün tanışırsınız"
"Burada olsa iyi olurdu"
"Yoongi'yi bırakmak için uğramıştım sadece başka zaman artık"
Taehyung, ellerini iki yana açıp maalesef işareti yaptıktan sonra bardağa uzandı. Evin içerisi tanımadığı insanlarla doluydu ve gözleri onları tanımak için dolanıp duruyordu. Yine de ara ara dönüp dolaşıp beyaz saçlı insana takılıyordu. Jeongin'in karnına büyülenmiş gibi bakıyor olması biraz şaşırtıcıydı.
"Uzaktan gelmiş olmalılar"
"Kırsaldan geldiler. Uzun süredir birbirlerini görmüyorlardı"
"Herkes başkentte yaşamayı seçmiyor"
"Yani güzel bir şehir ama kraliyet ağzımızın içinde"
Taehyung, haklı bularak kafasını salladı. Ardından kolunu masaya yaslayıp önündeki tabaktan ağzına doldurduğu ikramlıkları yemekle meşgul olan genç betaya baktı. Elini onun önüne doğru vurduğunda sincabı andıran haliyle gözlerini kendisine kaldırdı.
"Nasılsın?"
"İyiyim efendim siz?"
"Gayet iyiyim"
Taehyung, dişleri arasından nefesini çekip kafasını yana eğdi.
"Spor mu yapıyorsun? Sürekli kolsuz giydiğine göre kollarını göstermek hoşuna gidiyor olmalı"
Ağzındakileri yutarken yanaklarından kulaklarına kadar kızarmıştı. Genç betanın utanmasına kıkırdadı Taehyung. Ardından tabağına uzanıp kurabiyelerinden birini çalarken ona bakmaya devam etti.
"Bir gün kurdunu da görelim bakalım o nasılmış"
"Ama bu sır olarak kalmalı"
Taehyung, anlaştıklarına dair göz kırparken eliyle kendisini yellemeye başladı. Pencereler açık olmasına ve bir şort tişört ikili içerisinde olmasına rağmen yandığını hissediyordu. Jimin, mutfağa gitmek için masadan kalktığında bedenini çevirdi ve dirseklerini masaya yaslarken bacaklarını iki yana açtı. Böylece iri bedeni daha da ortaya çıktı. Masanın üzerindeki çerezden alıp ağzına attı ve kıtırdattı. Bu sırada gözlerini Jimin'in üzerinde gezdiriyordu.
Taehyung, her zaman yaptığı çapkınlığını kullanıyordu. Ülkesinde bunu az yapmamıştı. Dudakları hafifçe yukarı kıvrılırken bunu şerefsizlik olduğunu biliyordu ama deltasının verdiği egoyu seviyordu. Elinde değildi bunu kurdu da seviyordu. Yine de son günlerde pek huysuz olduğu gerçeğini de göz ardı edemiyordu. Sebepsiz yere ilgisini çeken mandalina kokusuna tutunup içeride dolanan ve kendisini davet eden o olduğu için onu yalnız bırakmamaya çalışan omega ile eğleniyordu.
"Jimin"
Aynı yaşta olduklarını öğrendikten ve burada kimseyi tanımadığı için arkadaşı olabileceğini söyledikten sonra rahat konuşmanın ikisi için daha iyi olacağına karar vermişlerdi. Jimin, kendisine seslenmesi ile saçlarını savurur şekilde dönüp ona baktığında Taehyung, parlayan göz bebeklerine birkaç saniye bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yukinokessho | TaeGi
Fanfiction"Hüküm sürmek için doğduğunuzda tahtın kral veya kraliçede olmasının bir önemi yok..."