12

258 38 22
                                    

1

Taehyung, bu gece uyuyamıyordu. Kolunu kafasının üzerine atıp tavanı izlemeye başladı. Sıcaktan bunalmış hissediyordu. Biraz sonra yatakta doğruldu ve çıkardığı kıyafetlerini geri giydi. Ardından dışarı çıktığında bazı sesler duymaya başladı. Evine bakındığında Jungkook'un hala uyuduğuna emindi. Ayakkabılarını geçirdikten sonra merdivenleri indi ve evin arkasına dolandı. Hızla koştuktan sonra bahçe duvarına tutunup bedenini arkasına attı ve duvarın diğer tarafına ayakları üzerine indi. Ardından bedenini ufaltıp duvara tutunarak etrafı izledi. Vahşi alfaların gerçekten rivayet edildiği gibi olup olmadığını anlaması gerekiyordu. Bu gece uyuyamıyorsa bir şeyleri anlamak için uğraşabilirdi.

"Tuhaf"

Taehyung, kendi kendisine fısıldadıktan sonra kıyafetlerini olduğu yerde çıkarmaya başladı. Biraz sonra çıplak kalmıştı ve kıyafetlerini geri dönüş için çalının arkasına bırakmıştı. Biraz sonra ormanın içerisine doğru koşarken hızla dönüşmüştü. Taehyung'un deltası bir alfanın iki katı büyüklüğünde kocaman olmasına rağmen bir rüzgâr gibi hafifti. Ayrıca geceye karışan kürkünün rengi sayesinde hiçbir şey görülmezdi. Öyle nadir bir mucizeydi ki Taehyung, bu ne ülkesi ne de bu ülkenin kurtları farkındaydı.

"Dur"

Taehyung, koşmayı bırakıp kulaklarını dikti. Burnu ile havayı kokladıktan sonra bedenini hızla sola çevirip ormanın içerisinde sadece çalıları hışırdatan bir rüzgâr sanılacak kadar sinsice koştu. Taehyung, diğer kurtların baskılamak için ilaçlar kullandığı feromonlarını doğal olarak gizleyebiliyordu. Kendi bedeni bu özellikle doğduğu için şanslıydı. Çünkü gizlice takip ettiği alfaların onu algılamamasının bir sebebi de buydu.

"Neler döndürüyorsunuz?"

Taehyung, bedenini gölgenin en koyu olduğu yere saklayarak nefesini alçalttı. Kurtlar avlanma konusunda en sabırlı hayvanlardı bu yüzden gizlenmekte oldukça ustaydı. Delta uyanmadığı için gözlerinin rengi gri değildi. Bunun da avantajıyla görünmesi zorlaşmıştı. Kafasını sağa eğerek ilerideki eski çiftlik evini ve yanındaki ahırı izlemişti. Ahırın kapısı açıldığında içerideki cılız sarı ışığa rağmen birkaç gölgeyi hızla fark etmişti. Kurtlar koşarak içeri girip dönüşüyor gibi duruyordu. Birkaç dakika sonra çiftlik evinin içerisinde hareketlilik sezmişti. Kulaklarını dikti ve gözlerini kıstı. Kaç insan saymıştı? Sekiz veya daha fazlaydı.

"Bir şeyler dönüyor"

Taehyung, bir süre daha kulaklarını dikip beklese de dışarıdan bir hareketlilik elde edememişti. Bu yüzden oldukça karanlık olan bir köşeden kuş tüyü adımlarıyla koşmuş ve çiftlik evinin arkasına dolanmıştı. Ön tarafın sakinliğine rağmen arka tarafın perdeleri açıktı. Böylece Taehyung, daha iyi bir görüşe sahip olmuştu. Pencerenin kenarındaki birisi kolunu bedenine sarıp diğer kolunu üzerine yaslamış ve tırnağını ağzına götürmüştü.

"Muhafızlar bu sıralar oldukça sık dolanıyorlar, bu hiç iyi olmadı"

"Merak etmeyin onları alt etmeyi öğrendik değil mi? Her zaman elleri boş dönecekler!"

Taehyung, tanıdık sesle hafifçe adımlarını birkaç adım geriletti. Yoongi, ellerini saçlarına geçirmiş saç diplerini sinirle kaşırken bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı Delta. Çiftlik evinde bir kriz var gibi görünüyordu. Hiç yerinden kıpırdamadan gözlerini onun üzerine dikti.

"Hoseok paranoyak bir adam. Yeni geleni kendisine rakip görmüş olmalı ki buraya muhafız yığdı"

"Ona dokunursa buz ülkesi burayı dümdüz eder bilmiyor gibi konuşma"

Yukinokessho | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin