1
Yoongi, onun sıcak dudaklarının kendi dudaklarını bu kadar iştahla öpmesinden oldukça hoşlanmıştı. Yumuşak dudaklar kendi dudakları üzerinde dans ediyordu. Biraz sonra sırtı yatağı bulduğunda kendisiyle birlikte üzerine yatan adamın ensesine ellerini çıkarıp onu öpmeye devam etti. Taehyung işin içine dilleri karıştırdığında öpüşmenin şekli sertleşmiş artık bu birbirlerini yemeğe dönmüştü. Bu sırada ellerini kazağının içerisine sokan Taehyung, birkaç saniye sonra onu kafasından çıkarmış ve beyaz saçlarının elektriklenip uçuşmasına sebep olmuştu. Sıcak dudakları boynunu bulduğunda uzun zamandır yalnız olan Yoongi'nin çölde vaha bulmuş gibi bir hisle nefesini vererek onun tişörtünü çekmişti.
"Taehyung"
Yoongi çene hattını baştanbaşa öpen adamın altında onun ismini söylerken çilek kokusunun iç organlarına bile bulaştığına emindi. Delta kızgınlıktaydı ve gri parıltılara sahip gözlerinin şu an için mantıklı düşündüğünü sanmıyordu. Hırıltılar eşliğinde aşağı doğru inerken nereye tutunacağını bilemeyen Yoongi ellerini kafasının iki yanına çıkararak yastığa tutunmuştu. Karnından da aşağı inmeye başlayan deltanın parmaklarını, eşofmanının lastiğine geçirip iç çamaşırı ile birlikte hızla beyaz bacaklarından sıyırıp bir kenara atmasını şişmiş dudaklarını yalarken izlemişti.
"Islan benim için"
Taehyung, tişörtünü çıkarıp bacaklarının arasına eğilirken bu durumun zehri tüm vücuduna yayacağından endişeliydi Yoongi. Onu şu an durdurması imkânsızdı ve karşısındaki görüntüden de korkmaktan çok fazlaca etkilenmişti. Biraz sonra bacaklarının altından geçirdiği ellerini karnına bastırıp, sıcak dilini içeri gönderen delta ile inlemek için kafasını arkaya doğru bırakmak zorunda kalmıştı. Sesi odasının içerisinde yayılıp duvarlara çarpıp üzerine yıkılırken hiç böyle hissedeceğini düşünmemişti. Bu kadar iyi hissetmek hem aşırı kötü hem aşırı iyi hissettiriyordu.
"Tanrım"
Yoongi, gerilen parmakları ile yastığı kavrarken ayaklarını sabit tutamadığı için deltanın sırtına yerleştirmişti. Ayaklarının altında bir alev topu gibi yanan bedeninin kendisini diliyle hiç durmadan titretmekten zevk aldığına emindi. Taehyung onu bir şelale gibi akıtmaya karar verdiğini işin içerisine iki parmağını da hiç durmadan eklediğinde anlamıştı. Yoongi'nin titreyen kirpikleri ile artık ona bakamaz hale gelmiş ve kafasını tavana çevirmişti. Eski gece lambasının tavanda bıraktığı sarı ışığı izlerken ve deltanın altında bir kez daha titrerken kaçmak için tepki veren bedenini sert eliyle bastırışını hissediyordu.
"Hoşuna gidiyor mu?"
Taehyung parmaklarını kırıp içerisindeki noktaya baskı yaparken karnının üzerindeki koluna tırnaklarını geçirip onu kanatmıştı Yoongi. Kendi gözlerine eklenen mor renginin farkında değildi ama kurdunun uyandığı zaten dakikalardır kendi inlemesine karışan hırıltılarından anlayabiliyordu. Elini onun bir tutam olan saçlarına geçirip çektiğinde sivrilen dişleri arasından hırlamıştı. Çok yüksekteydi ve Taehyung şu an onu parmaklamayı durdurursa onu parçalayabilirdi.
"Sakın durma"
Vitanın söylediği bir emirmiş gibi işine bir parmak daha ekleyere sert devam eden Taehyung ona doğru yükselirken Yoongi arkaya doğru yatıyor ve tırnaklarını onun sert kollarına geçiriyordu. Biraz sonra sadece o güzel parmakları ile derince bir nefes alıp vermeyi unutan Yoongi uzun zaman sonra gerçekten boşalabilmişti. Bu hisle gülmekle ağlamak arası sesler çıkarırken Taehyung onun yüzüne öpücükler konduruyor bu sırada parmaklarını içerisinden çıkarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yukinokessho | TaeGi
Fanfiction"Hüküm sürmek için doğduğunuzda tahtın kral veya kraliçede olmasının bir önemi yok..."