22

224 35 14
                                    

1

Yoongi, güvende olması gereken yerde evinde saldırıya uğraşmıştı. Yaşananların hemen ardından gerçekleşen Hoseok'un saldırısında ona yalnız yakalanmıştı ve sonuç olarak buradaydı duvara zincirlenmiş halde onun önündeydi. Zincirlerden kurtulmak için çekiştirirken zincirin şıngırtılarına, hemen biraz ilerisindeki açık pencereden içeriye deltanın uluması karışmıştı. Yoongi gözleri kocaman olmuş şekilde önce dışarıya ardından hemen biraz ilerisindeki kollarını göğsünde birleştirmiş olan Hoseok'a dönmüştü. En az kendisi kadar bu hareketi beklememiş olmalıydı ki kaşları havalanmıştı ama hemen ardından alaylı bir gülüşle o da kendisine dönmüştü.

"Yüce deltanın yenilgiye uğrayacak olması beni çok keyiflendiriyor"

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

"Bütün numaralarını biliyorum bebeğim"

"Bana bebeğim demeyi kes"

"Yapılan her şeyi birlikte planlamıştık Yoongi şimdi ihanet eden benmişim gibi davranıyorsun?"

Yoongi onun bu sözlerine histerik bir şekilde gülmeye başladığında Hoseok kaşlarını çatarak kendisine bakıyordu. Yoongi gözlerinden yaşların süzülmesine rağmen gülmeye devam ediyordu.

"Sana ailemi yok et mi dedim? Adam gibi bir adam olsaydın da bu adam da bu çocuk da benim diyebilseydin! Ne ailem ölürdü ne de bir çöp gibi bebeğimle atılırdım!"

"Onu ben yapmadım!"

"Ne fark eder?"

Yoongi ve Hoseok birbirlerine o kadar bağırıyorlardı ki tartışmalarını çevredeki herkes net bir şekilde duyabiliyordu. Yoongi bu adamdan da bu adamın hayatına getirdiklerinden de bıktığını hissediyordu.

"Gözün o kadar yüksekteydi ki Yoongi, o kadar kana susamışçasına her gün anlatıyordun ki seni sana gösterebilseydim neler olduğunu anlardın. Her gün gözlerinde o hırsı görüyordum senin için elimden geleni yaptım ama o kadar delisin ki bebeğimizi bile öldürdün!"

"Onu istemedin bile!"

"Kim yavrusunu istemez saçmalama! Sizi ne kadar aradım biliyor musun?"

"Ağzının içerisindeydim arasan bulurdun"

"Buldum ama nerede biliyor musun? Üzerindeki kokusundan tiksindiğim deltanın kollarında"

Hoseok onun çenesini tutup boynunu sertçe kendisine çekerken konuştu. Yoongi, konuşmakta zorlansa bile onu sinir edecek şekilde gülüp konuşmaya çalıştı.

"Belan olacak o delta senin"

"Yaşarsa"

Yoongi, sinirle hırlayıp zincirleri çekiştirirken ellerini kan içerisinde bırakmıştı. Ama Hoseok onun bu asi tavrından hoşlanmış ve onu öpmeye çalışmıştı ta ki Yoongi ona tükürene kadar.

"Başkasına ait olana da mı göz koyuyorsun artık?"

Hoseok'un eli boynuna indi ve tırnaklarını henüz yeni olan mührüne geçirdi. Kanı parmakları arasından akacak kadar sert bir şekilde bastırırken Yoongi ölüyor sandığı bir acıyla avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Yoongi emindi ki bu adam onu hiç sevmemişti.

2

Kar yağışı hızını kesmeden devam ediyordu. Sarayın çevresi Min'lere olan bağlılıklarıyla bilinen askerle çevrilmişti. Ne içeri giren vardı ne de dışarı çıkan. Ölüm sessizliği dedikleri tam olarak bu olsa gerekti. Taehyung biraz sonra kafasıyla bir işaret verdi ve işaretinin ardından alfalar ellerindeki ilaçları fırlattı. Şişelerin kırılıp içerisindeki dumanın surlardaki askerlerin bayılmasına neden olurken aniden yığılan askerler ile daha iç kısımdakilerde bir telaş başlamıştı. Taehyung'un elinin tek işaretiyle koşan alfalar saray duvarlarını aşmak için merdivenleri yerleştirdi. Okçular yerlerine yenisi gelmeden çoğu kritik yere isyancılar ele geçirmişti.

Yukinokessho | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin