1
Yoongi, yatağında solgun bir papatya gibi uzanırken belli belirsiz nefes alıp veriyordu. Şifacı alfa kendisiyle ilgilenirken acı içerisindeydi. Gözleri hafifçe açık olmasına rağmen etrafını algılayabiliyordu. Alfanın ellerinin titrediğini görebiliyordu. Sebebini anlamak zor değildi. Odasının kapısında kuzgun siyah kürkü ve okyanustaki bir hortumu andıran gri gözleriyle duran delta onun her hareketini izliyordu. Akupunktur iğneleri göğsünden içeri girerken hafifçe inledi ve çarşafı yumrukları arasında sıktı. Delta hırlamıştı.
"İyileşecek"
Alfa, deltadan çok korkmasına rağmen kendisiyle ilgileniyordu. İğneleri çıkardıktan sonra ezdiği şifalı otları bedenine sürdü. Kalkmasına yardımcı olduktan sonra bedenini sargı beziyle sarıp ilaçları içmesine yardım etti. Yeniden uzandığında içeri doğru yürüyen deltanın sayesinde odadaki her şey sallanıyordu.
"Gerisini kurdun halledecek"
Alfa, derin nefesler alıp verirken eşyalarını toplamaya başlamıştı. Neyse ki birkaç kırık kaburga dışında onu tehlikeye atacak bir sorunu yoktu. Delta, koca bedenini çift kişilik yatağın üzerine çıkartıp Yoongi'nin yanına uzanırken kafasını karnının üzerine yerleştirmişti. Gri gözlerindeki korkutucu bakışla alfanın odadan ayrılmasını bekliyordu. Alfa, son hızla kendilerine selam verdikten sonra kapıyı arkasından çekerek odada onları yalnız bırakmıştı.
"Delta"
Yoongi, yoğun çilek kokusunun altında mayışırken elini kaldırıp onun kafasına yerleştirdi. Karnının üzerindeki kurdun parmak uçlarındaki tüylerini ve kulaklarını okşamıştı. Hırıltılı nefesi burnundan hızla girip çıkarken sinirli olduğunu anlıyordu. Yoongi, hafifçe gülümsedi. Biraz sonra delta kafasını kaldırıp kendisine çevirdi. Gözleri, gözlerini delip geçecek gibi bakıyordu. Kendisine mi yoksa Vitasına mı olduğunu bilemedi. Bu yüzden gözlerini kapattı ve birkaç saniye sonra mor gözlerini ona sunmuştu.
"Deltam"
Delta, burnunu saçlarında, boynunda ve göğsünde dolandırdı. Vita, ona iyi olduğunu hissettirmek için kollarını yavaşça kaldırdı ve boynuna sarıldı. Onun kocaman bedeni altında olmaktan hiç gocunmuyordu. Öyle yumuşak, öyle sıcaktı ki yuvası olduğunu hissediyordu. Deltası, hafif hırlamalar eşliğinde onunla bağ kuruyordu.
"Çok güzelsin"
Vita, iki eliyle deltanın yüzünü tutup önce burnunu ardından alnının ortasını öpmüştü. Sıcak nefesi her verdiğinde yüzünü yalıyordu. Kulaklarını okşayıp yeniden yüzüne öpücükler kondurdu. Ardından alnını onun alnına yaslayarak gözlerini kapattı. Mandalina kokusu yayılıyordu.
"Seni seviyorum delta"
Vita'nın sesi duyulduğunda Deltanın ona karşılık verdiğine emindi. Birkaç dakika öyle durduktan sonra Yoongi'nin yukarı kıvrılmış dudakları titreyerek yanağından bir yaş süzüldü. Yoongi uyanmıştı ve kalbi kolları arasındaki kurttan çok şu an uykuda olan adama fazlaca kırıktı.
"Merak etme öfkem sana değil"
Dedi sesi titrerken, deltanın daha da yoğunlaşan kokusunu hissediyordu. Ona daha da sarılarak yüzünü tüylerinin arasına gömerken ağlamamaya çalışıyordu. Onunla böyle kalmayı ve uyumayı istiyordu. Kendisi de deltaya âşık olduğunu hissediyordu. Kurdu da kendisi de bu gri gözlü kurda âşıktı. Yoongi, yorgunlukla uykuya daldı.
2
Ertesi sabah gün doğarken uyanmıştı Yoongi. Yanındaki kurdundan bedenini baştan sona okşadıktan sonra yerinden doğruldu. Delta uyanmış ve kendisine bakıyordu. Yoongi, göğsünü tutup ayaklanmış ve kapıya ilerlemişti. Hemen arkasından ayaklanan delta, onun yanında duruyordu. Kapıyı açtı Yoongi ve salona doğru ilerledi. Hiç uyumamış olan ikili salon kapısına çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yukinokessho | TaeGi
Fanfiction"Hüküm sürmek için doğduğunuzda tahtın kral veya kraliçede olmasının bir önemi yok..."