11

285 34 12
                                    

1

Taehyung, Yoongi ile yaptığı garip konuşmadan sonra sinirini dindirmek adına nehir kenarına inmeyi tercih etmişti. Her zaman kullanıldığı belli olan orman yolunda ensesindeki saçları sıkıntıyla kaşırken inmeye devam ediyordu. Önündeki taşı tekmelemek üzereydi ki duyduğu sesle kafasını kaldırdı ve adımlarını hızlandırdı. Biraz sonra görüş açısına önce Jisung, ardından onu tartaklayan iki çocuk daha girmişti.

"Hey"

Jisung, yakasındaki elden kurtulup onu geriye doğru itmişti.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?"

"Sizi ilgilendiren bir şey olduğunu sanmıyorum"

Taehyung, oğlanın boyuna ve yaşına bakmadan sahip olduğu egoya tek kaşını kaldırarak ilerledi. Bu sırada yanındaki diğer oğlanın koluna girerek geriye çekiştirdi. Onun biraz daha mantıklı olduğu barizdi.

"Gidelim"

Taehyung, kendisine dik dik bakan alfanın gözlerinin içerisine bakmaya devam etti. Ona doğru iyice sertleşen yüzüyle ilerlerken ona yaklaşmasına az kala cesaretinin kırılıp gerilediğini gördü. Kafasını korkutucu bir yavaşlıkta sağa eğdi.

"Sizi bir daha onun yanında görürsem işler iyiye gitmez"

Kendisine diklenen çocuğu diğeri zorda olsa çekiştirerek sonunda arkalarına bakmadan kaçmaya ikna edebilmişti. Taehyung, delta özelliklerini kullanmadan da onları korkutabilmek istemişti ve görünüşe bakılırsa becermişti. Yüzündeki ürkütücü ifadeyi silip daha yumuşak bir bakışla dudağından akan kanı silen Jisung'a döndü.

"Buna gerek yoktu halledebilirdim"

"Tabi ki ama biraz abilik yaptım işte bana kızacak mısın?"

"Hayır, sadece bıktım usandım bundan! Sarayda böyle değildi!"

"Öyle mi? Nasıldı peki?"

"Herkes birbirine saygılı davranırdı. Çünkü orası bizim evimizdi. Kral Min ve ailesi çok güçlüydü! Herkesi himayesi altına almış saygın bir hanedanlıktı çoğu kişi onları severdi. Sürüyü barışçıl yönetirlerdi. Hatta sürünün bu kadar büyümesinin sebebi klanların kendi isteğiyle katılmasıydı. Babalarım prenslerin hizmetkârlarıydı. Ben sarayın koridorlarında koşardım. Baş alfa 'çocuk sesi demek geleceğimiz demek elleşmeyin' derdi bu yüzden hepimiz rahatça oynardık. Daha sonra o isyancı Jung Ailesi çıkageldi ve her şeyi mahvetti!"

Jisung, akan yaşlarını ceketinin koluna silerken Taehyung'un yanına yol kenarındaki kütüğün üzerine oturdu. Gerçekten her şeyden bıkmış bir hali vardı ve bu durum omuzlarını düşürmesine neden oluyordu.

"Büyük bir isyan çıktı başkentte. İç savaşın ne demek olduğunu bilirsin. Güçlü birçok kişi hayatını kaybetti. Çünkü isyancılar kurtlar olarak değil aşağılık bir şekilde insan silahları ile savaştılar! Sadece pençeleri, dişleri ve birkaç okçusundan başka bir şeyi olmayan barışçıl yönetimimiz devrildi. Bu yüzden hepimiz ülkenin kırsallarına dağılmak zorunda kaldık"

Jisung, dirseklerini dizlerine yerleştirip dövüştüğü için yaralanmış ellerinin yaralarına bakarken Taehyung, elini kaldırıp onun ensesine yerleştirdi ve saçlarını okşadı. Ona bir abi olarak destek olmak hem de bilmediği şeyleri öğrenmeye devam etmek istiyordu.

"Sonra sözde yüce merhametli lider Jung, alt sınıf olarak himayesinde yaşamamıza izin verdi. Bu şekilde ilan edildiğimiz için bazıları bize böyle davranmayı hak olarak görüyor! Oysaki düne kadar hepimiz aynıydık. İnsanların nankörlüklerini kaldıramıyorum sanırım bu sinirlerimi bozuyor!"

Yukinokessho | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin