17

272 38 43
                                    

1

Yoongi, doktorun odadan çıktığını gördüğünde ayaklandı. Jungkook, girmesine izin vermemişti. Elindeki beziyle alnındaki terleri sildikten sonra bezi ikiye katlayan doktor önüne doğru geldi. Yoongi, temiz hava soluması için dışarıda tutulmuştu. Onun Vitası bile sadece dumandan etkilenmişken deltanın durumunu merak ediyordu.

"Delta şanslı ki aşırı hayati noktalara denk gelmemiş, bu yüzden rahat iyileşecek"

"Şükürler olsun"

"Yine de maruz kaldığı zehir çok fazla şimdilik insan bedenine etkisinin ne olacağını bilmiyorum"

"Onlar birbirine bağlı değil mi? Birlikte iyileşecekler her zaman olduğu gibi!"

"Diğer bedenine geçecek kadar iyileştiğinde bunu tekrar kontrol edelim. Geçmiş olsun"

Doktor onlara selam verdikten sonra dinlenmek için odadan ayrılmıştı. Yoongi, ellerini yüzüne kaldırıp sıvazladıktan sonra saçlarını arkaya taradı. İçeri girmek istese de Jungkook buna izin vermeyecekti. Bu yüzden kapının arkasından geri döneceğini söyleyerek doktorun evinden ayrılmıştı.

"Geri götür beni alfa"

Yoongi, kendisini bekleyen Chanyeol ile birlikte dağın başına dönmek için yeniden yola çıkmış ve patika yollardan yukarı çıkmıştı. Olanlar saraya iletilmeden önce ortalığı hızlı şekilde temizlemeleri gerekiyordu. Geri döndüğünde, vaktinde kendi sürüsünde olan alfalara bakıp derin bir iç çekti.

"Düzgünce gömün"

Yoongi, emir verdiğinde onaylamışlardı. Ölüler kazılan çukurlara tek tek gömülmeye başladığında Yoongi kurtboğanlara ilerlemişti. Onları yakamadıkları için kökleyip gömeceklerdi. Gün doğana kadar bunu halledip arkalarından bir şey bırakmamalılardı. Yoongi, bir tanesine uzanıp parmakları arasında dokusunu hissettiğinde yanında Namjoon belirmişti.

"Alfaların durumları nasıl?"

"Yaralı olanları diğer at arabası ile gönderdik. Diğerleri iyi durumda buraya yardım ediyorlar"

"Omegalar ne durumda?"

"Sadece iki tanesinin eşi hayatta diğerlerinin maalesef"

"Çiftlikte ne varsa bilgi edinebileceğimiz hepsini alıyor musun?"

"Evet, çocuklar onunla ilgileniyor"

Yoongi kafasını sallamıştı. Kemerindeki hançeri çıkarıp önündeki kurtboğan çiçeğini kesti ve elinde çevirdi. Ardından dudaklarını yaladıktan sonra gözlerini Namjoon'a çevirdi. Namjoon, onun bakışlarından farklı şeyler düşündüğünü anlamıştı.

"Bunları yok edersek yazık olacak, hepsini kırsala gönderin. Oradakiler ne yapacaklarını bilirler"

"Bu tehlikeli olmaz mı?"

Yoongi, ona cevap vermeden kopardığı birkaç kurtboğan çiçeğini daha kesesine yerleştirip cebine koydu ve hançerini yerleştirip arkasını döndü. Bu şekilde sabaha kadar arkalarında tek bir iz kalmayana kadar çalışmışlardı. Sabah olduğunda ve güneş saklandıkları ormanın dışındaki kırsala vurduğunda görünürde sadece mezarlığa dönüşen bir yer vardı. Kurtboğanları koydukları sandıkları taşıyan son arabada bir saat önce yola çıkmıştı. Geriye sadece ölüm sessizliği ile kalakalmış bir çiftlik evi vardı. Kan kokusunu ve parçaları yemek için gelmeye başlayan leşçilleri fark ettiğinde Yoongi arkasını döndü. Hoseok, şimdi kafayı yiyebilirdi.

2

"Delta uyanana kadar kimse hiçbir şey yapmasın"

Yoongi, toplantının sonunda herkes odadan ayrıldığında elindekini bırakıp elini şakaklarına götürdü. Üzüntüden o kadar kötü hissediyordu ki başı çatlamak üzereydi. Ağlamak istese de şu an bunu yapamadığı için derin bir nefes alıp yerinden ayaklandı. Gerçeği bilen sayısı artmıştı. Yine de Jungkook'un bunu dile getirmeyeceğine emindi. Eunwoo'dan öğrendikleri doğruysa hayatına onun gibi bir koruma girmediği için kendisini dünyanın en şanssız insanı sayacak kadar iyi biriydi.

Yukinokessho | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin