17: chat with the taste of chocolate

105 9 39
                                    


Aşk, sadece birini düşündüğünüzde değil, onun için bir şeyler yapmaya
karar verdiğinizde gerçek
anlamını bulur.

Günler birbirini kovalarken, benim için değişen tek şey sadece akıp giden zamandı. Her gün aynı duygu ve düşüncelerle uyanıp geceyi de aynı şekilde bitiriyordum. Ari'nin çevirdiği mektuptan bu güne 'Benim Yeon'um' derken neyi kast ettiğini anlamaya çalışıyorduk. Riki hiç olmadığı kadar gergin ve sinirliydi. Her ne kadar bunu belli etmemeye çalışsa da gözümden kaçmıyordu.

Dedemin neden zamanında benimle aynı isme sahip olan birinin canına kıydığını anlayamıyordum. Sebebi her neyse, bu vahşeti yapmamalıydı. Suçluydu ve cezayı ben çekmeliydim. Belki de bu hayattaki görevim buydu, kurban olmak.

Sunghoon, günlerdir bilgisayarın başından kalkmadan yeni bilgiler bulmaya çalışıyordu. Jay ve Riki, babalarından gizli Shin ailesini araştırırken, Ari, Bahiyyih, ben ve Jake bulunan her haber ve bilgiyi Korece'ye çeviriyorduk. Bu ailenin global çapında tanındığını ilk kez duyuyorduk. Neredeyse her ülkede haklarında haber yayınlanmıştı. Hepsi "şaşırtıcı" derecede başarılarla ilgiliydi. Oldukça soylu ve yıllara dayanan kökleri vardı, Cassonalar gibi.

Avcumda tuttuğum telefonun titremesiyle gelen bildirime baktım. Bilinmeyen yabancı numara ve tek bir mesaj. Gelen soğuk terle önce etrafıma göz gezdirdim, çoğu kişi derste olduğu için boş olan koridor ürpermemi sağladı. Korkmamalıydım, dik durmayı başarmalıydım, zorundaydım. Derin nefes alarak gelen bildirimi açtım; tek bir cümle ve sonuna koyulan ağaç emojisi vardı. Ancak hiçbir şey anlamamıştım.

Невозможно жить чисто белым на этой дороге, залитой кровью🌳

Hemen kopyalayarak Ari'ye mesaj olarak attım, ardından arayarak hızla çevirmesini rica ettim. İçimi kaplayan gerginlikle çevik adımlarla fakülteyi terk ettim. Soğuk havanın yüzüme çarpması az da olsa kendime getirmişti. Ari'den gelen aramayı yanıtlayarak kulağıma götürdüm.

"Kana bulanmış bu yolda saf bir beyaz olarak yaşamak imkansızdır. Anlamı bu, Ji. Sana bunu kim söyledi?"

"Sanırım onları bulduğumuzu anlamışlar Ari. Eve geliyorum, daha rahat konuşuruz." dedim koşmaya başlayarak. Bir an önce eve varmak istiyordum. Aramayı sonlandırdığım sırada karşıma çıkan Wonyoung'la durmak zorunda kaldım.

"Nereye böyle, Ji? Ben de seni arıyordum. Konuşmak için." dedi, yine sahte gülümsemesi yer etmişti. "Sonra Wonyoung, işim var." diyerek tekrar koşmaya başladım. Saçmalıklarını çekebilecek durumda hiç değildim.

Taksinin ücretini ödeyerek kısaca teşekkür edip bahçe kapısını araladım. Zile basmakla uğraşmayıp anahtarla kapıyı açmış, kendimi direkt banyoya atmıştım. Uzun zaman sonra yeniden araba tutmuştu.

"İyi misin?" Aralık olan banyo kapısından seslenen Ari'ye onaylayan mırıltıyla cevap verdim. Soğuk su iyi gelmişti.

Banyodan çıktığımda sorgulayan iki çift göze, "araba tuttu bakmayın öyle." dedim saçımı toplayarak. Adımlarımı takip eden Ari ve Jake'le birlikte mutfağa girmiş, sürahiden kendime bir bardak su doldurdum.

"O mesaj neydi öyle?" Jake'in sorusuna cevap vermeden önce suyumu bitirdim. Haeri ona söylemişti demek. "Bilinmeyen numaradan geldi. Onlar olmalı. Zaten ilk kez yaşanmıyor."

"Daha önce de mi geldi?" dedi Ari, gözleri şaşkınlıkla aralanmıştı. "Evet, ancak uzun zaman önceydi." En son Riki'yle binanın çatısında olduğumuz gün gelmişti böyle gizli bir mesaj. "Anlamış olmalılar." Jake düşünceli haliyle konuştu. Ben de aynı düşünüyordum. Daha önceki mesajlar Rusça olmamıştı ve ya bu kadar bariz. En önemlisi ise o sonda koyulan emojiydi. Tek bir ağaç.

broken mirrors | nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin