10: little yellow chick

169 11 265
                                    

Gülüşünü,
kırık aynadan topladım.

"Biriniz şu kumandayı elinden alsın!" Beomgyu'nun sitem dolu bağırışına herkes kahkaha atmıştı. "Ne o? Yediremedin mi daha ilk kez eline kumandayı alan biri tarafından yenilmeyi?" diye Heeseung daha da gıcık eder bir şekilde sordu. Ben ise gülmekten gözümden gelen yaşları silmekle meşguldüm. "Yaah, bu nasıl olabilir ki ama? Ben daha oynamıyorum!" diyerek kumandayı yere doğru yalandan fırlatarak dudak büzdü. "Tamam tamam, hadi buraya gel." diyerek sevgilisini kucağına çekip küçük bir öpücük verdi, Taehyun da. Anında tüm mimikleri ve ruh hali değişen Beomgyu'ya şu iki gün de fazla alışmıştım.

"Bu arada, ilk defa değil, iki yıl önce her gece Fortnite oynardım ben." dedim ve sol taraftaki koltuğun yanına koyduğum suyumu içtim.

"Doğru söylüyor, zamanında e-spora başlamayı düşünüyorum. İyi para var diyerek beynimi kemirdi." dedi Sunoo, söylediklerimi doğrulayarak. "Şimdi final turnuvası başlıyor!" Heyecanla ayağa kalkıp ellerini birbirine çırparak dikkatleri üzerine çeken Jungwon, sunucu gibi konuşmaya devam etti,
"Karşınızda, B takımında tüm erkekleri alt ederek birinci olan Park Yeon-Ji veee A takımında karizmasıyla herkesi geride bırakarak birinci olan Nishimura Riki! Lütfen alkışlayalım."

Alkış ve ıslık sesleriyle, Beomgyu'nun az önce oturduğu yerdeki bedene elimi uzatmış, başlamadan önce selamlaşmayı planlamıştım. Ancak uzattığım eli çevirerek öpücük bırakmış bir şey olmamış gibi önüne dönmüştü. Arkadan gelen Eunchae ve Heeseung'un "oouu" lama seslerini görmezden gelerek,

"Yenilmeye hazır ol, Nishimura. Hiç acımam." sesime biraz alay ve ciddiyet kattım.

"Ben sana yenileni zaten çok oldu. Her neyse, adil bir oyun olsun Park." dedi sesini benim gibi ayarlayarak. Yine kafamı karıştıran cümleler kuruyordu.

Dünkü geceden sonra bazı şeyler değişti. İlk olarak değişen şey, Riki oldu. Bana karşı tutumu şimdi çok daha açık ve netti. Diğerlerinin yanında olduğumuzu umursamadan istediğini söyleyip yapıyordu. Kahvaltıda kendi tabağından kileri benimkine koyuyor, durduk yere aniden "bir şeye ihtiyacın var mı?" diye soru soruyordu, sanki her gün bunu yaparmış gibi normal davranıyordu. Bense sadece ayak uydurmaya çalışıyordum. Bu şeyler hala garip hissettiriyordu.

Ama itiraf etmem gerekirse, içimde ki tilkiler deli gibi koşturuyordu.

İlk tur da ikimizde oyuna o kadar çok odaklanmıştık ki diğerlerinin seslerini duymuyorduk bile. Aslında kaybetmek önemli değildi fakat hem sonda ki ceza hem de ki takımımda olan beklenti fazla odaklanmamı sağlamıştı. Son anda yaptığı hamleyle kaybetmiştim ilk turu. İkinci tura Sunoo ve Heeseung'un verdiği motive dolu gazla başlamıştım ki şuan ikimizin de karakterinde ki can aynıydı. Bu kez ben yaptığım son hamleyle kaybetmesini sağlamıştım. "İşte, bizim kızımız!" diyerek omuzlarımdan tutarak sarsan Heeseung ve Sunoo tüm organlarımın yer değiştirmesini sağlamıştı.

"1:1, Bu son tur. Kaybeden o karışımı içecek." Jungwon yine hakem edasıyla konuşmuş "Başlayın!" Diyerek komut vermişti. Kendimi o kadar çok oyuna kaptırmıştım ki, her kaybetmeye yakın olduğumda kızgın sesler çıkarıp kendi kendime konuşuyordum. Tam son hamlemi de yapıb oyunu bitirecekken "Baksana arkadaki ay dün gecekine benzemiyor mu?" Diyerek dikkatimi dağıtmış kullandığı bloke ile bir şey yapamadan canımı almıştı. Resmen bilerek kafamı karıştırıp beni öldürdü..

"Hayır yaa, Ji'miz kazanmalıydı." Jake takımında olduğum için benin tarafımı tutuyordu ancak işler beklediği gibi gitmemişti. Sol tarafıma kafamı çevirdiğimde bilmiş bilmiş gülümsüyordu. "Bakma öyle, iki yıldır elime almıyordum. Ondan öyle şey oldu." dedim kollarımı önümde birleştirerek. İstemeden gıcık olmuştum. Neden herşeyde bu kadar iyiydi ki?

broken mirrors | nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin