13: love dance

139 13 42
                                    

Kalbimin tek sahipi
sen ol istedim.

Sunoo

"Ne yapıyorsun burada?" Aniden arkamdan gelen sesle korktum ve elimde sıkı sıkı tuttuğum çaydan üzerime birkaç damla döküldü. Öylesine dalmışım ki gelen adım seslerini bile duymamışım. Gözlerimi ilerideki Riki ve Ji'den çekip arkamdan önüme hızla geçen Heeseung'a yönelttim.

"Üzgünüm, korkutmak istememiştim. Açıttı mı?" Hemen bahçe masasının üzerindeki peçetelerden birini alıp uzattı. Bu panik haliyle açılmış olan iri gözleri ve masum bakışları tatlıydı. "Sorun yok Hee, iyiyim. Soğuyalı çok olmuştu." dedim, az da olsa rahatlamasını umarak. "İkisini mi izliyordun?" dedi, kafasıyla az önce bahçenin irtasında öylesine uzanan şimdi de koşuşturan iki bedeni gösterirken.

Önce kafamla evet anlamında onayladım, sonra sesimle "evet" dedim ve devamında "Her ne kadar belli etmeyip ciddi takılmaya devam etseler de aslında ikisi de bebek." dedim. Gerçekten de öyleydiler. Kuzenim ve en yakın olduğum için Ji'yi çocukluğundan tanıyordum. Yaşadıkları asla hafife alınacak şeyler olmasa da hep dik durup gerektiği zaman hiçbir şey olmamış gibi davranmasını bilirdi.

Yaşından önce olgunlaşmış, hayatın tüm sillelerini tatmasa da artık tahmin edebiliyordu. O istemese bile, hayat kendisini dışarıdan soğuk biri gibi göstermişti; bir nevi koruma kalkanı olmuştu ona. Fakat içten içe deli dolu bir kız çocuğunu taşıyordu. Gerektiğinde, tıpkı şimdi olduğu gibi hiç çekinmeden gün yüzüne çıkarabiliyordu bu küçük kız çocuğunu.

Riki ise daha iki yıl önce hayatıma giren ve son birkaç ay önesine kadar, pek yakın olmadığım biri olmuştu. Ancak şimdi Ji'ye olan tutumu karşısında onu fazla olmasa da tanıyordum. Tıpkı o da Ji gibi dışarıdan soğuk ve mesafeli biri gibi görünse de aslında içten içe o da bir bebekti. Ve bu yanını ilk kez abisi Jay ve abisi gibi gördüğü Jake'in yanına, daha sonra ise beni en çok şaşırtan kişi Ji'nin yanında ortaya çıkarmıştı.

Ji'ye karşı olan nazik ve dikkatli tavırları, her detayı en ince ayrıntısına kadar dikkat etmesi ve ona göre davranması zaten ayrı bir olaydı.

"Belli etmediklerine emin misin?" dedi Heeseung hafifçe gülerek. "Nasıl?" ne demek istediğini anlasam da sohbet etmek adına konuyu uzattım. Buraya geldiğimiz günden bu yana ilk kez baş başa kalabilmiştik. "Yıllardır Riki'yi tanıyorum, onu ilk kez bu kadar gülümserken gördüm bu birkaç günde." dedi. "Ji'ye de bakılırsa o da hiç farklı değil." diye ekledi.

"Haklısın." Benim düşündüklerimi düşünmüştü o da. "Jungwon'un söylediğine göre Jay'le buraya geldikleri ilk gün öpüşürken yakalamışlar." dedi, şimdi biraz daha sesli gülen bir tondaydı. "Ne diyorsun?! Ciddi misin!?" Şaşkınlık ve sevinç dolu çıkan sesime engel olmadım. Bunu detaylıca Ji'le konuşmanın zamanı gelmiş, hatta geçmişti bile.

"Evet, sonunda bunlar da oldu. Ev resmen çift dolu!" Sonda isyan eder gibi konuştu. 'Bizde seninle olabiliriz' demek istesem de henüz tam emin olamadığım için sustum. "Sunghoon ve Jake hala sevgili değil ki." dedim. Eğer direkt söyleyemiyorsam, en azından düşüncelerimi belli edebilirdim.

"Aptal kuzenim hala az da olsa korktuğu için adım atamadı. Jake de naz yapmaya bayıldığı için." Devamını kendisi anlamıştı zaten. Başkalarının ilişkisi üzerinden kendimi ifade etmeye çalışmak komikti.

"Bence çok kalmadı, onlar da yakında birbirlerine açılırlar."

"Öyle mi? Emin misin?"

"Evet, eminim Sunoo." İkimiz de gözlerimizi birbirimizden ayırmadan konuştuk ve hala da öyle duruyorduk. Sanki ne ima ettiğimi anlamış gibi konuşmuştu benimle. Ya da belki kendimi kandırıyordum.

broken mirrors | nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin