18: white&black cat

107 8 24
                                    

Yorum gelmiyor ve bu beni üzüyor//

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum gelmiyor ve bu beni üzüyor//

Jaywon

"Hangi dönemde yaşadığımızı sanıyorsunuz Tanrı aşkına, Bay Lim?" dedi ve sonunda dayanamayarak sesini ve bakışlarını kaldırarak karşısındaki profesöre dikti. Dakikalar önce boşalan sınıfta haksızlığa göz yummadığı için "azar" işitiyordu.

Daha ilk senesinin ilk ayında olmasına rağmen üniversite hayalleri çöpe atılmıştı. Oysaki lise zamanından beri tek hayali sakin, huzurlu bir üniversite öğrencisi olmaktı. Ancak şimdi anlamıştı ki zamanla hiçbir şey sakinleşmiyor, aksine daha çok karmaşa yaratıyordu.

Karşısındaki öğretmenin bakışları olabildiğince ciddileşerek kaşları çatıldı. Ona karşı çıkması hoşuna gitmemişti, fakat sessiz kalacak kadar korkak değildi Jungwon. "Sen kiminle konuştuğunun farkında mısın, Yang?!"

"Peki siz yaptığınızın farkında mısınız, Bay Lim?" dedi, ses tonunu sert ama bir o kadar sakin tutarak. İki hafta önce ilk kez bu dersine girdiğinde fark etmişti profesörün yargılayıcı bakışlarını. Bu bakışlar ona karşı değildi, ancak geçen bu iki hafta boyunca her dersde olan bu durumu, saygısızlığı kaldırabilecek kapasiteye sahipte değildi.

"Sırf başka bir ülkeden geldiği ve sizinle aynı inanca sahip olmadığı için Amina'ya böyle davranamazsınız. Kendisi sesini çıkarmıyor diye size bunu yapabilme hakkı sunulmuyor. Eminim sırf kendisine olan saygısı için sessiz kalıyordur."

Söyledikleriyle iyice kızmaya başlayan öğretmeninin halden hale giren yüz ifadelerini keyifle izledi. "Bundan sana ne, Yang? Neden sana ait olmayan konuya bu kadar can yakınıyorsun ha?!" Konuyu başka yöne çekerek kendini savurmaya çalışıyordu, korkakca.

Önce sağ elinde tuttuğu bez çantasını omzuna geçirdikten sonra diğer elindeki yuvarlak çerçeveli gözlüğünü taktı ve "İnsan olduğum ve insani duygulara sahip olduğum için. Başka bir şey aramanıza gerek yok, Profesör. Araştırmanızı tavsiye ederim."

Bu söylediklerinden sonra iplerin kırıldığını kendiside biliyordu ve bunu bildiği halde susmamıştı. "Seninle rehberlikte görüşeceğiz, Yang. Bakalım o zaman da profesörünle böyle konuşabilecek misin." Olabildiğince kendini zorlayan, hareketlerinde ve konuşmasında tek bir hataya özen gösteren profesörünü gözden geçirdi. Sinir tüm vücudunu kaplamıştı, ancak yine de dikkatli olmaya çalışıyordu çünkü tek hamlesiyle kovulması an meselesiydi. Nitekim her hareketini izleyen minik dostları onlarlaydı.

"Hay hay efendim." gülümsemesini takınarak hafifçe eğilmiş ve sınıfını terk etmişti. Her ne kadar sakin gözükse de içindeki fırtına dinmiyordu. Yıllar geçtikçe yükselmek yerine çöküşe geçen insanlık tamamen hayal kırıklığıydı onun için. Ülkesinin en iyi üniversitesi olmasına rağmen burada karşılaştığı bu tür insanlık dışı muamele, zihninde kurduğu hayali dünyasını bir kez daha parçalamış, gerçekleri soğuk su gibi önüne koymuştu.

broken mirrors | nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin