24: broken hearth of gold

60 10 112
                                    

İlerliyorum
Ama bir şeyler yanlış
Bir parçam kayıp gibi hissediyorum
Gökyüzü gri
Solmaya başlıyor
Hepsini bir kenara fırlatıp attım galiba
-BHG, One Ok Rock

İlerliyorumAma bir şeyler yanlışBir parçam kayıp gibi hissediyorumGökyüzü griSolmaya başlıyorHepsini bir kenara fırlatıp attım galiba-BHG, One Ok Rock

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Adımlarım birkaç öğrencinin olduğu koridorda yankılanırken, benden izinsiz ciddi bir şekil almış yüz ifademle hiçbir şey düşünmeden ilerliyordum. Beynim sonunda düşünmekten patlak vermiş, çalışmayı durdurmuş gibiydi. Aslına bakarsanız, bu benim için oldukça iyi olmuştu. Sonunda hiçbir şey düşünmeden durabiliyordum, ancak bu görevi üstlenen bu kez kalbim olmuştu. Bazen nefes alamadığımı, kalbimin atmadığını sanıyor ve tekrar o saçma panik atak döngüsüne giriyordum.

Etrafıma çizdiğim 'güçlü kız' imajı artık bu yüklerin altında batmak üzereydi. Fakat hâlâ tutunabileceğim birilerinin olması ayakta durmamı sağlıyordu. Kndi fakültem kadar ezbere bilmesem de burayı da birkaç kez ziyaret etmiştim ve şimdi emin olduğum o sınıfa doğru saparken, olduğum yerde durmamı sağlayan kişiyle elimdeki telefon az kalsın düşüyordu. Ancak bozuntuya vermeden yutkunup ifadesiz suratımı korumaya çalıştım.

Olabildiğince aralanmış olan gözleri ve birkaç saniyeliğine tuttuğu nefesiyle yakalanmanın verdiği duyguyu -artık her ne duyguysa o- yaşıyordu. Belki utanma, belki pişmanlık, belki de bıkkınlık.

"Ji.."

"İyi günler." diyerek yanından geçip gitmeye yeltendim. Bir iki adım geri gelerek tam karşımda durdu yine. Gözlerine doğru çekinmeden baktım. Düşüncelerime nüfuz eden onlarca soru az önce söylediğim tüm her şeyi yalanladı. Beynim eskisinden çok daha hızlı düşünmeye başlamıştı yine ve yine. Bu çatlaklarla dolu ruhum zor duruyordu. Bu kez her şeyden çok canım yanmıştı. Kalbimin sızısını hiç bu kadar hissetmemiştim daha önce. Belki de geçmişin açtığı o yara tekrar zedelendiği içindi tüm bu acı.

Bir şeyler söylemesini bekledim, açıklama yapmasını. Lakin sessizliğini koruyarak bakışlarını çekti benden. Demek ki basit açıklamayı bile hak etmiyordum. Ancak bu kez susmayacaktım.

"Neden böyle yapıyorsun Hiyyah, anlam veremiyorum?" Son birkaç haftadır ortalıkta hayalet gibi dolanması, soru sorduğumda geçiştirmesi, özellikle ona yazdığım onlarca mesajı görmezden gelmesi önce kalbimi kırsada, zamanla öfkeye dönüyordu. Bir sorunu varsa eğer anlatabilir, birlikte çözebilirdik, tıpkı benim için yaptığı gibi. Ancak tam tersini yapıyor, beni gördüğü her yerde kaçıyordu ve bunu anlamadığımı sanıyordu. Şimdi, görmeyi en son beklediğim bu yerde, Jay'lerin fakültesinin koridorunda karşılaşmıştık. Gözlerindeki duygusuz ifade afallamama neden oldu. En kötü anında gülmeyi başaran kızın yerini sanki ruhsuz biri almıştı.

"Ne yapıyorum ki?" Sonunda geçiştirmek yerine konuyu devam ettirmeyi seçti.

"O kadar eminim ki ne demek istediğimi anladığına. Ama yine de, neden son günlerde benden kaçıyor, mesajlarıma, aramalarıma cevap vermiyorsun?" Sakindim, fakat kalp atışlarım bunu yalanlıyordu.

broken mirrors | nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin